Papa Francis'in Avrupa'daki mülteci kamplarını Nazilerin "Toplama kampı"na benzeterek Türkiye ve Libya ile Avrupa Birliği arasındaki anlaşmaları kınaması, daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bazı Avrupa ülkelerindeki uygulamaların Nazizmi hatırlattığını söylemesine tepki gösterenlere kapak olacak niteliktedir.
Papa söz konusu demecinde AB'nin sığınmacıların Avrupa'ya geçişinin önlenmesi için yapılan anlaşmaları kınarken "Anlaşılan o ki uluslararası sözleşmeler insan haklarından daha önemli tutulduğu için çok sayıda toplama kampı var" demiş.
Nazizm hatırlatması
Katolik dünyanın ruhani lideri Papa Francis'in, Avrupa ülkelerinin Nazizmi andıran mülteci toplama kamplarını hatırlatmasına, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gösterilen tepkilerin benzerleri gelmedi. Sadece bir Yahudi kuruluşu, "Toplama kampları, mülteci kamplarından çok farklıydı" diyerek, kırgınlık ifade etti.
Dünyanın acı gerçekleri bazen böyle demeçlerle kamuoyuna yansır.
Sığınmacı krizi
Papa'nın kınadığı anlaşmaların hükümlerinin de yerine getirilmediği belki Papa'nın seslendirdiği tepki nedeniyle yeniden hatırlanacak. Mesela AB ile Türkiye arasında varılan anlaşmaya göre, Avrupa ülkeleri Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılardan 72 binini alacaktı. Ama şu ana kadar sadece 4 bin 600 sığınmacı Avrupa'ya geçebildi. Aynı şekilde İtalya ve Yunanistan'daki 160 bin sığınmacının Eylül 2017'ye kadar diğer Avrupa ülkelerine yerleştirilmesi şeklinde bir AB kararı var. Ama bugüne kadar sadece 16 bin sığınmacıyı kabul etmiş diğer Avrupalılar.
Ah bu Avrupa
İnsan hakları konusunda mangalda kül bırakmayan Avrupalılar acaba sayı ile kendilerine gelebilir mi? Belki görmüşsünüzdür... Yeni açıklanan belgelere göre, Almanya'da Hitler Yahudilere dönük soykırımı başlattığında, diğer Avrupa ülkeleri bunu bildikleri halde görmezden gelmişler. Ancak Hitler'le savaşmaya başladıktan sonra olayı ele almışlar.
Hadi canım sen de
Güzel ülkem 1492'de İspanya'nın engizisyonundan kaçan Yahudileri iskân ettiği gibi, Hitler'den kaçan Yahudi bilim adamlarına da üniversitelerini açmıştı. Şimdi milyonlarca Suriyeli ve Iraklı sığınmacıya nasıl kucak açtıysak, 1917-18'de de Sovyet İhtilali'nden kaçan yüzbinlerce Rus'u kabul etmemiş miydik?
Ve şimdi AB Türkiye'nin demokrasi ve insan hakları uygulamalarını sorgulayacakmış. Bunlara sadece "Hadi canım sen de" denilmez mi?