Değişimin çapını anlamak kadar değişimin yönünü görebilmek de sağlıklı kararların yolunu açar.
Değişimin "Çağ"larla belirlenmesi, okul sıralarından öğrendiğimiz bir yöntemdir.
Bu çağlara "Taş" ya da "Demir" yahut "Sanayi" gibi isimler verilerek, değişimin ana belirtilerine vurgu yapılır.
Modern zamanların özelliği ise, geçmişte binlerce yıl süren çağ değişimlerinin, giderek hızlanmalarıdır.
Örneğin ilk atom bombasının Japonya'ya atılması ile başlayan "Nükleer Çağ" çok kısa sürede yerini "Bilişim Çağı"na bırakmıştır.
Eskimiş kurumlar
2'nci Dünya Savaşı sonrasında Amerikan-Sovyet nükleer dehşet dengesine dayalı olan "Soğuk Savaş" da, artık tarih öncesi kadar geride kalmıştır. Ancak Soğuk Savaş'ın yan ürünleri olan NATO veya Avrupa Birliği gibi kurumlar hâlâ varlığını sürdürüyor. Bu arada 2'nci Dünya Savaşı'nın galip devletleri tarafından kurulan Birleşmiş Milletler de, dünyadaki hiçbir önemli krize çözüm üretemez halde, hayatını devam ettiriyor.
Taşeron kullanmak
İçinde bulunduğumuz çok merkezli dünyada eski süper devletler, alışkanlıklarını sürdürmekteler. Bu alışkanlıkların başında süper olmayan devletlerin iç işlerine doğrudan veya dolaylı biçimde müdahale etmek de var. Ancak doğrudan müdahaleler giderek daha yüksek maliyetli olduğu için, bu gibi durumlarda bazen terörist örgütlerin de devreye sokulduğu taşeron uygulamaları sık sık görüyoruz. Bu arada ülkelerin ordularına darbe yaptırmak da kötü alışkanlıklar arasında.
Amerikan bağımlısıydık
Biz Türkiye olarak bütün bu aşamaları doğrudan ve dolaylı biçimde yaşadık.
Son dönemde ise, "Amerika bağımlısı" bir devlet konumundan çıkmanın bedelini, bazen darbe girişimleri, çok sık olarak da terör saldırıları ile ödedik. Şu anda başta Almanya olmak üzere Amerikan ittifakı üyelerinden bazıları ile yaşadığımız anlaşmazlıklar, bu çerçevede ele alınabilir.
Artık dünyalı olacağız
Ama dünya siyasetinde "Yeni Çağ" bütün yansımaları ile başlamış bulunmakta.
ABD'de Trump'ın başkanlığı, İngiltere'nin Brexit'le AB'den çıkması, Rusya'nın bir süper devlet olarak yeniden uluslararası dengeye ağırlığını koyması, ekonomide Çin ve Hindistan gerçeği, Yeni Çağın işaretleridir.
Bu dönemde belki NATO'nun dağıldığını, AB'nin de çöktüğünü göreceğiz.
Kısacası artık "Batılı olmak" değil "Dünyalı olmak" ana hedefimiz haline dönüşecektir. Değişimin ana yönü "Dünyalılık"tır.