Meseleyi açık ve seçik biçimde ortaya koyalım mı?
Nisan ayındaki referandumda "Evet" çıkarsa bu referanduma "Hayır"cı olarak katılacak olan CHP'de genel başkan değişecek midir?
Ya da meseleyi şöyle koyalım...
CHP'de genel başkan değiştirmek için daha kaç seçim ve referandum yenilgisi gerekmektedir?
Bu soruya yıllar önce bir dönem CHP'de genel başkanlık yapmış olan Hikmet Çetin şöyle cevap vermişti:
Kurultay zaferi yetiyor
- CHP'deki arkadaşlar için önemli olan partide iktidar olmak, Türkiye'de iktidar olmak değil... Onun için bir ilde parti yüzde 1 bile alsa, o il yönetimi duruyor, çünkü önemli olan o ilin kurultaya getireceği delegedir. O ilin halktan aldığı oy önemli değil, 15-20 kurultay delegesi getiriyorsa, genel seçimde aldığı oy önemli değildir...
Oysa halk, değişim ve yenileşme istiyor, hep aynı yüzle, aynı kadroyla seçmenin karşısına çıkıyorsunuz. Kendini değiştirmeyen, ülkesini ve toplumunu da değiştiremez.
Mutlu olan var mı?
Aslında CHP'lilerin de bu durumdan mutlu oldukları söylenemez.
Düşünün... Bir genel başkanın yönetimindeki parti hangi seçime, hangi oylamaya girse mutlaka kaybediyor. Topluma vaat edebileceği hiçbir projesi yok, açacağı hiçbir ufuk söz konusu değil... Sadece her şeye "Hayır" diyor. Her yenilgiden sonra genel başkanın çevresi değiştiriliyor... Ve kurultay zaferleri bu genel başkana yetiyor.
Ebedi şef geleneği mi?
Belki bazı köktenci CHP'liler bu durumu savunmak için "Bizim partide ebedi şef geleneği vardır... Parti de, zaman da değişir ama genel başkan değişmez" diyeceklerdir.
Onlara "Peki, bu kaset skandalı ile genel başkan değiştirme geleneği nereden çıktı" diye sorsanız da, pek bir şey değişmeyecektir.
Ama kabul edelim ki bu durum can sıkıcı hal almaya başlamıştır. Her şeye "Hayır" demek, hiçbir olumlu gelişmeye katkıda bulunmamak ve "Yenikapı Ruhu"nu bile ancak 2-3 gün paylaşabilmek, herhalde bir noktada bu partinin tabanını bıktıracaktır.