1957'de altı ülke tarafından kurulan ve bugünün Avrupa Birliği'nin babası sayılan Ortak Pazar'ın önümüzdeki ay 60'ıncı yaş günü kutlanacak. Fakat 1957'nin Avrupa'sı ile 2017'nin Avrupa'sı o kadar farklı ki... Bakarsınız kısa bir süre sonra AB'nin kendini feshetmesi de gündeme gelebilir.
AB üyelerinden Fransa, Almanya, Hollanda ve İtalya'da bu yıl seçimler var. Şu anda seçim kampanyalarını yapan adaylara baktığınız zaman, o eski "Avrupalılık" olgusunun buharlaştığını görebilirsiniz.
Devlet adamları
Ortak Pazar'ı devlet adamları kurmuşlardı. Adenauer, Schuman, Monnet, De Gasperi, Spaak, Bech gibi isimler kendi ülkelerinin ötesinde "Avrupalılık" kavramına ağırlık verirlerdi. İngiltere "Ortak Pazar"a girmemişti ama Churchill "Avrupa Birleşmiş Devletleri" kavramını seslendirirken, ülkelerdeki milliyetçi akımların son ermesi gerektiğini söylerdi.
Popülizmin yıldızları
Bir de bugüne bakın... Avusturya'nın "Özgürlük Partisi" ya da Fransa'nın "Milliyetçi Cephesi" tamamen ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına dayalıdır. Fransa'nın Le Pen'i AB'yi Fransa'nın hapsedildiği bir zindan olarak görüyor ve doğal olarak "Frexit" kavramı gündeme geliyor. İtalya'da giderek tutulma oranı artan "Beş Yıldız" hareketinin lideri Beppe Grillo'ya göre yükselen değer popülizmdir ve her şeye "Hayır" demek gerekmektedir.
Tablo perişan
AB üyeleri arasında kısa bir gezinti yaptığınızda Yunanistan'ın dış borç sarmalında bunaldığını, Romanya'nın yolsuzluk iddiaları arasında kargaşa yaşadığını, İspanya'nın ekonomik iflasın eşiğinde olduğunu görebilirsiniz. Bu arada İngiltere'nin de AB'den ayrılacağını yani "Brexit"i hatırlarsınız.
Amerika ve Avrupa
1957 Avrupa'sının bir diğer özelliği de ABD ile kurulan yakın ve içten ittifaktı. Bu yakınlık NATO'nun doğumuna dayanmıştı.
2'nci Dünya Savaşı'nda Avrupa'yı Hitler'den kurtaran ve daha sonra da "Marshall Planı" ile yeniden kalkınmanın finansmanını sağlayan ABD, şimdi de Sovyet tehlikesine karşı Avrupa'yı korumaktaydı.
Vefasız Avrupa
Bugünkü durumu ise ABD Başkanı Donald Trump'ın AB elçisi olacağı belirtilen Ted Malloch'un, Avrupa'yı vefasızlıkla suçlamasından görebiliriz. 2'nci Dünya Savaşı sonrası Avrupa'nın yeniden doğumunun ABD sayesinde olduğunu belirten Malloch, "Avrupa'yı bugünkü haline getiren, bizim kanımız, bizim terimiz, bizim gözyaşımız ve bizim paramızdı. Şu anda elimizde, ABD karşıtlığından ziyade bir dereceye kadar minnettarlık olsaydı daha iyi olurdu" diyor.
Yine de kutluyoruz
Malloch, katıldığı bir TV programında, "Sizce Yunanistan, AB'den ayrılmalı mı?" şeklindeki soru üzerine, "Yunanların yerine konuşmak istemem ama bir ekonomist bakış açısıyla muhtemelen Yunanistan'ın eurodan uzaklaşması için çok güçlü bir sebep var" ifadesini kullanmıştı.
Evet... Bir türlü tam üye olamadığımız AB'de durum böyle... Yine de 60'ıncı yaş gününü kutlarız.