Zaman öyle hızlı geçiyor ki...
Amerikan başkanlık seçim kampanyasını izlerken, bir anda Trump'ı Beyaz Saray'da başkan olarak otururken bulduk... "Amerika'da bir siyah derili başkan olabilir mi" diye soruştururken, Obama sekiz yıl başkanlık yaptıktan sonra emekli oldu bile.
Aynı durum bizim hayatımıza yön veren olaylar için de geçerli...
Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı şimdi ve nisan ayındaki referandumda anayasa değişikliğini içeren metin halk tarafından onaylanırsa, artık "Başbakan" yerine "Cumhurbaşkanı Yardımcıları"nı göreceğiz.
Galiba bütün mesele zamanı ziyan etmemeye bağlıdır...
Ziyan edilen yıllar
Bunu biz Türkiye'de bir alışkanlık haline getirmiştik. Öylesine geçerdi ki yıllar, hayatımıza yansıyan hiçbir değişiklik olmazdı. Ne Boğaz'a köprü yapmak gündeme gelirdi, ne de televizyon gibi bir kitle iletişim aracının Türkiye'ye gelmesi düşünülürdü. Yurt dışına çıkmak da, kıyılarımızda tatil yapmak da lüks değil miydi? Yunanistan'ın Girit Adasındaki turistik yatak sayısı tüm Türkiye'deki turistik yatak sayısından fazla değil miydi?
Ya da tüm ihracat rakamımız petrol ithalatımıza yetmez olmaz mıydı?
Farklı bir ülke
Ama işler değişti artık. Bırakın Boğaz köprülerini, Boğaz deniz altından da iki farklı yerde geçilmiyor mu şimdi?
Kentlerimiz arasındaki uçak kullanımı otobüs kullanımını geçmedi mi? GSM cep telefonu ve internet gibi kolaylıklar artık milyonların hizmetinde. Başta İstanbul olmak üzere metrolu kentlerimizin sayısı giderek artıyor.
Zaman hızlanırken
Modern zamanların en büyük farkı zamanın hızlanmasıdır. Zaman Türkiye'de de hızlandı ve Türkiye eskisinden farklı bir hızla zamanın önünde gidiyor. Bunun kıymetini bilmeliyiz. Eğer anayasanın yenilenmesi gerekiyorsa, bunu yıllarca konuşup sonra yapmadan zamana terk etmemeliyiz. Çünkü dünyada tek başımıza değiliz. Üstelik bizim de içinde bulunduğumuz coğrafyada zamanın insafsız değişiklikler getirdiğini de yaşayarak görüyoruz. Eski kısır döngüyü kırmış olmamızın kıymetini bilerek, yeni anayasa ile daha hareketli ve daha hızlı yaşayacağımız yeni zamanlara artık yelken açmalıyız.