Kendimizi hep içe dönük yaşamakla, dünyadan kopuk olmakla suçlardık. "Onlar aya biz yaya" söylemi en fazla rağbette olan atasözlerinden biri değil miydi?
Derken dünyaya açıldık. Galiba bu defa da fazla açıldık...
Önceki gün yakalanan Reina'daki 39 kişinin katilinin özgeçmişine dikkat ettiniz mi? İstanbul Valisi Vasip Şahin'in İstanbul Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan'la birlikte yaptığı açıklamalar, dünyaya ne kadar açıldığımızı çok güzel anlatıyor...
Birlikte hatırlayalım...
Vasip Şahin'in açıklamaları "- Bu gece Esenyurt ilçemizde yapılan bir operasyonda bu menfur saldırının katili ve faili yakalanmış durumda. Fail Abdulkadir Masharipov. Kod adı Ebu Muhammed Horasani. 1983 Özbekistan doğumlu. Afganistan'da eğitim almış ve 4 dil bilen iyi yetiştirilmiş bir terörist. Ülkemize 2016 Ocak ayında geldiği tahmin ediliyor. Ayrıca şimdiye kadar 152 adrese operasyon düzenlendi ve 50 kişi gözaltına alındı. Teröristle birlikte 197 bin ABD doları ve iki adet tabanca ve şarjörü, biri havalı tabanca, drone ve sim kartlar ele geçirildi."
Üç kadının milliyetleri
Afganistan'da yetiştirilmiş ve dört dil bilen bir Özbek olan Abdülkadir Masharipov'un İstanbul'da ne hesabı olabilir ki? Esenyurt'ta kaldığı evde bulunan 197 bin ABD dolarını, İstanbul'da katliam yapsın diye kim ona verdi acaba?
Peki evde bulunan kadınların milliyetlerine ne demeli? Emniyetin tespitlerine göre Mısır, Senegal ve Somali uyruklu olan kadınların DEAŞ'a katılmak için geldikleri ve hücre evine çevrilen Esenyurt'taki dairede bir süredir kaldıkları belirtildi. Ayrıca 3 kadının bu eve alınmasının arka planında da uyruklarının Reina operasyonu kapsamında dikkat çekmeyecek olması yatıyormuş...
Hep o şarkı bıktırmadı mı?
Hâlâ eski sazlarla eski siyaset şarkıları söyleyenlerin ve karşı kaleye gol atmayı siyaset etmek sanan gafillerin, kendilerini günün koşullarına uyarlama zamanı gelmedi mi? Bir kolu Afganistan'da, bir kolu Suriye'de, bir kolu Irak'ta, bir kolu Pensilvanya'da, bir kolu Senegal'de, Almanya'da, Somali'de, Kandil'de bulunan terör ahtapotu, sizin ülkenizin bütünlüğünü hedef almış. Siz hâlâ 1930'ların, 1950'lerin söylemleri ile muhalefet etmeyi seçiyorsunuz. Askeri darbeler bile nitelik değiştirdi, siz hiç değişmediniz.