Yargıtay 2'nci Hukuk Dairesi eşini evlilik yıldönümü ve doğum günü gibi özel günlerde olduğu gibi, düğün, yurtdışı ve yurtiçi gezi, konser gibi sosyal ortamlarda da sürekli yalnız bırakmanın boşanma sebebi olduğuna karar vermiş... Daire kararına göre bu durumlarda, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunduğu sabit olurmuş.
2'nci Hukuk Dairesi bu gerekçeyle davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddedilmesinin doğru görülmediğini belirterek yerel mahkemenin kararını bozmuş.

Aile birliği
"Aile" toplumu oluşturan kurumların ve beraberliklerin en temel birimidir.
Gerçekten de hem erkeğin hem kadının bu birliğin sağlıklı devamı için ortak değerleri kutsamaları, ortak yaşanacak ve kutlanacak günlere özen göstermeleri şarttır. İşin özünde sevgiden öteye saygı bulunduğu için, taraflar arasında ortak hayatın özel günlerinin birlikte kutlanması, birliğin devamına anlam katar. Bu gerçeklerin ışığında Yargıtay 2'nci Hukuk Dairesi'nin kararını alkışlamak gerekiyor. Bu karar kadının evde kocasını beklemek zorunda olan yaratık olduğu ve birlikte yaşamanın gereklerinin erkek için bir anlam taşımadığı aile düzeninin reddedilmesi anlamına geliyor.

Millet birliği
Ama unutmayalım ki toplumu oluşturan beraberliklerin aile kadar önemli diğer birimleri, sonunda "Millet" olmaya dayanan bir dizi içinde gelişir. Bu dizide "Hemşerilik", "Meslektaşlık" gibi alt birliktelikler de vardır.
Eğer birileri ideolojik nedenlerle ya da kişilere dönük saplantılarla veya dış güçlere hizmet amacıyla, ortak değerleri yok sayarlar ve farklıların bir arada yaşamasını sağlayacak hoşgörüyü de saygıyı da unuturlarsa, işin tadı kaçar. Bazıları için vatandaşlık yük haline dönüşür. Bunlar tarafından hainlik doğal karşılanır.
Keşke Yargıtay bu gibi durumlar için de bir temel içtihat oluşturabilseydi.