Yabancı ülkelerden Türkiye'ye gelen yatırımcılarla görüşürken, hep aynı şeyleri söylerim...
- Biz Türklerin yaşamlarımızda sürekli inişler çıkışlar olur. Bazen siyasi anlaşmazlıklar yerini şiddete içerikli huzursuzluklara bırakır. Demokrasinin rafa kaldırıldığına bile tanık oluruz.
- Ekonomide ise Turgut Özal öncesi dönem döviz krizleri ile doluydu. Ama serbest kur ve serbest faiz, bu krizleri geride bıraktı. Ancak bazı dönemlerde ekonomiyi genel bir durgunluk etkilediğinde, bireyler geçim sıkıntısı çeker.

Uzun vadede hep olumlu
Yukarıda özetlediğim tabloları seslendirdikten sonra yabancılara hep aynı şeyi söylerim...
- Biz Türklerin yaşamlarımızda sürekli iniş çıkışlar olsa da, genel değerlendirme yaptığımızda hayat düzeylerimizin hep daha iyi yerlere geldiğini görürüz. Halkın bilinci tüm kural ve akıl dışılıkları sonunda mutlaka bertaraf eder. Binlerce yıllık devlet geleneği ülkeyi mutlaka düzlüğe çıkartır.
Evet... Uzun yıllardır benimle görüşen yabancı yatırımcılara ve meslektaşım olan yorumculara ülkem hakkında bunları söylerim.

The Financial Times
Türkiye'de yatırım yapan girişimcilerin uzun vadede mutlaka kârlı olacağını örnekleri ile anlatırım. Türkiye'nin AB kapısında yıllarca oyalanmasının bile sabır taşımızı çatlatamadığını hatırlatarak, bizim takvim yapraklarına değil, tarihe dönük hesaplarımızın olduğunu hatırlatırım.
"The Financial Times" yorumcusu Jonathan Wheatley'in Türk ekonomisine benimle aynı açıdan baktığını okuyunca açıkçası şaşırdım. Çünkü bu İngiliz gazetesi, belirli süredir Türkiye hakkında iç karartıcı yorumlarla doluydu.
Bakın Whitley neler yazmış:

Mali disiplin var
- Türkiye yalnızca bu sene içinde üç ciddi terör saldırısına uğradı. Başbakanı değişti, Almanya ve AB ile sürtüşme yaşadı, bir darbe atlattı.
- Son 20 senenin büyük bölümünde Türkiye'nin ekonomisi yılda yüzde 6, 7 veya 8 olmak üzere istikrarlı şekilde büyüdü. Bu sene nispeten yavaş olan yüzde 3 büyümeyle bile ülke, dünyada bu türden bir performans gösteren az sayıda orta gelirli ekonomiden biri durumunda.
- Türkiye'nin para politikaları analizcileri ve yatırımcıları sık sık şaşırtsa ve kızdırsa da hükümetin mali disiplinine diyecek bir şey yok. Ülkenin bütçe açığı son altı sene içinde gayrisafi milli hasılanın yaklaşık yüzde 1.5'ine tekabül etmekte ve bu da Batılı Avrupa ülkelerinin çoğunun gıpta ettiği bir şey.

Genç nüfus potansiyeli
- Türkiye'nin demografik açıdan avantajı, yatırımcıları çekmeyi sürdürüyor. 80 milyonluk nüfusun yaş ortalaması 29 ve önüne geçilemez bir tüketme eğilimine sahip. Sadece bu bile, çoğu kişi için siyasi karmaşayı göz ardı etmek için yeterli bir sebep.
- Üç-dört aylık bir duraklama oldu ve bu da doğrudan yabancı yatırımda bu sene içinde bir düşüşe yol açacaktır fakat yatırımda kalıcı düşüş yaşanmayacak. Hükümet, darbe girişimi sonrasındaki çalkantıda hızlı harekete ederek bankacılık sistemine likidite sağladı ve Meclis'e iş piyasası lehine bir dizi reform getirdi.

Sonuç hep iyi
Bütün bu değerlendirmelerin özeti ise şöyle:
"İş piyasası açısından durumun ara sıra bir nebze tahmin edilemez olması ülkenin DNA'sının bir parçası. Bu ülkenin güzel tarafı şu: Duruma çeyrek dönem bazlı değil de uzun vadede baktığınızda sonuç her zaman iyi oluyor."