Tarihi yazanlar bir halkın devletine ve demokrasiye nasıl sahip çıkabileceği konusunu işlerlerken, 15 Temmuz'da Türkiye'de yaşanılanların ele alındığı bölümleri, insanlığa örnek olarak sunacaklardır. Bugün Yenikapı'daki görkemli anma toplantısı, kuşaktan kuşağa aktarılacak olan demokrasi bilincinin kitleler tarafından bir kez daha kutsanıp, benimsenmesine vesile olacaktır.
Modern Türkiye'nin ordusundan çok Osmanlı'nın kazan kaldırıp devleti esir alan Patrona Halil'in ya da Kabakçı Mustafa'nın başıbozuk ayak takımını kendilerine örnek alan darbe girişimcileri, şu anda yargılanmalarını bekliyorlar.
Restorasyon dönemi
Ama şimdi öncelikli mesele, yaraların onarılması ve sağlıklı bir devlet yapısını amaçlayan restorasyonun gerçekleşmesidir.
Bu konuda Türkiye'nin dış ilişkilerinin kuşkulardan arındırılmış biçimde sağlıklı zeminlere oturtulması kaçınılmaz bir gerektir. Darbe girişimindeki dış parmak ya da FETÖ'nün Amerikan himayesindeki konumu, bu kuşkulara konu olmaktadır.
Ancak özellikle ABD yetkilileri, Türkiye ile ilişkilerine verdikleri önemi son günlerde daha çok vurgulamaktalar. ABD Büyükelçisi John Bass'ın gazetecilerle yaptığı sohbette, Türkiye'deki darbe girişimini ABD'ye yapılan El Kaide baskınıyla mukayese etmesi ilgi çekicidir. Bu ay içinde Ankara'ya gelecek olan ABD Dışişleri Bakanı Kerry ile, ikili ilişkilerin sağlığı daha derinine ele alınacaktır.
Dün dündür
Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya Federasyonu Başkanı Putin ile yapacağı görüşme de, dış politikadaki restorasyon dönemi açısından önem taşımaktadır.
Sonuçta dün dündür... Şimdi yapmamız gereken yarına dönük yaşamaktır.