Bizim mesleğin en etkili aracı "Dinlemek"tir... Bazı genç meslektaşlar bunun farkında olmadıkları için dinlemek yerine çoğunlukla konuşmayı ya da tartışmayı yeğ tutarlar. Böylece dinleyerek öğrenecekleri şeyleri ıskalarlar...
Son günlerde dinlediklerimden bazılarını aktarayım.
Geçenlerde çok ünlü bir işadamı ile ünlü bir gazetecinin konuşmalarını dinliyordum. Konu tabii ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ismi üzerindeki değerlendirmeler çizgisinde gelişiyordu. Erdoğan'ın üslubundaki sertlikler falan konuşulduktan sonra, işadamı gazeteciye sordu:
- Hem eleştiriyorsun hem de Erdoğan'ı neden destekliyorsun, dedi.
Neden destekleniyor?
Gazeteci gülümseyerek cevap verdi...
- Uzun yıllardır ilk defa Türkiye'nin bir sömürge, bir uydu devlet olmadığını Erdoğan sayesinde hissettim. Bunu halkın büyük çoğunluğu da benim gibi hissetti ki, Erdoğan'ın arkasında halk desteği var. Erdoğan konuştuğu zaman Türkiye'nin konuştuğunu hissettiğim için onu destekliyorum...
Bir başka konuşmayı da ünlü ve deneyimli bir siyasetçi -yönetici ile bir grup genç gazetecinin aralarındaki tartışmalardan nakledeyim.
Konu Panama'daki bir şirketin medyaya sızan belgelerinde, başta Putin olmak üzere pek çok ünlü kişinin vergi cennetlerine aktarılan servetleri üzerindeydi... Genç gazeteciler bu belgelerin pek çok yöneticinin iktidarlarına son vereceğini ileri sürüyordu.
Demokrasi ve hukuk
Deneyimli siyasetçi- yönetici bu genç gazetecileri dinledikten sonra onları uyardı...
- Eğer bir ülkede özgürlükçü demokrasi ve hukukun üstünlüğü varsa, bir siyasetçinin parasal yolsuzluğu onun siyasi sonunu getirir. Ama eğer o ülkede diktatörlük varsa ve hukuk olarak da "Guantanamo Hukuku" geçerliyse, parasal yolsuzluklar onun gücünü artırır. Toplum ona "Hem güçlü hem de zenginmiş" diyerek daha fazla tapınır, dedi.
Ne dersiniz... Dinlemek genellikle konuşmaktan daha çok yararlı olmuyor mu?