Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Süper gücü ile rezil olmanın rol modeli bir ülke

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Muhtarlar Toplantısı'ndaki konuşmasında yaptığı çıkışlara ve uyarılara katılmamak mümkün mü? Bazı satırbaşlarını yeniden hatırlayalım...
- Ey Amerika, size kaç kere söyledik, siz bizimle beraber misiniz, yoksa bu terör örgütü YPG- PYD ile mi berabersiniz? Bu nasıl ortaklık? Karşımızda susuyorlar. Bu nasıl anlayıştır? PKK'yı, YPG'yi, PYD'yi tanımazsınız, bunları biz iyi biliriz, ama siz bunları tanıyamadığınız için bölge kan gölü içinde.

İlkesizlik
- Düşmanımın düşmanı dostumdur anlayışı, müttefikliğe yakışmaz. Bir terör örgütünü, çıkar çatışması için desteklemek doğru ise, diğer terör örgütleri niye dışlanıyor? Onlar da DAEŞ'le çatışma halindeler, niye dışlıyorsunuz? İlkeli olmak gerek. Biz teröriste terörist demeyi, o şekilde muamele etmeyi sürdüreceğiz...

Ne işe yararsın?

- Birleşmiş Milletler ne diyor, 'içeri alın.' Ya sen ne işe yarıyorsun? 3 milyon insanı evimize biz aldık biz. Siz ne aldınız, diğer ülkeler ne aldı? Biz 3 milyon aldık... BM olarak bize 455 milyon dolar destek verdiniz, biz 10 milyar dolara yakın harcama yaptık. Bütçeden harcananı söylüyorum, diğer harcamaları konuşmuyorum. Hadi, verin desteklerinizi, her şey ortada. Kendileri geliyorlar, görüyorlar hâlâ 'plan getir, proje getir, bilmem ne getir'... Bırakın bu işleri, siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz?

Acı gerçekler

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çok haklı tepkisinin ABD'yi yönetenlerin ya da Birleşmiş Milletler'e yön verenlerin kendilerini derleyip toparlamalarını sağlayacağını beklemek, biraz fazla iyimserlik olabilir... Ama özellikle Washingtonluların gerçekleri görmeleri de kaçınılmaz bir gerek değil midir? Nasıl sözlüklerde "Parasıyla rezil olmak" diye bir kavram varsa, şu anda ABD de "Süper gücü ile rezil olmak" kavramının rol modeli değil midir?

Garip bir süper devlet

Dünyanın en seçkin üniversitelerinin bulunduğu, en yoğun bilimsel araştırmaların yapıldığı, en özgür tartışmaların duyulduğu, özeleştirinin sınırsız biçimde yapılabildiği bir ülke ABD... Amansız hastalığına şifa arayanların son çare olarak baktıkları tıp merkezleri ABD'dedir. Dünyadaki her evin salonundaki televizyon ekranlarında Amerikan filmleri, dizileri, belgeselleri var. Teknoloji denilince, bütün gözler ABD'ye dönüyor.

Sürekli fiyasko

Ve bu ABD Ortadoğu'da hangi soruna el attı ise, bu coğrafya daha derin bunalımlara sürüklendi... "Filistin trajedisi"nde ABD'nin payı az mı yani? Irak fiyaskosunun sonucu IŞİD'in doğuşu ve sonunda Rusya'nın Suriye'ye yerleşmesi olmadı mı? "Ortadoğu'ya demokrasi getireceğiz" diye düşünce merkezlerinde teoriler üretilen bu ülke, Ortadoğu'nun yegâne çoğulcu demokrasisinin var olduğu Türkiye'nin terörizm tarafından hedef alınmasına karşı, parmağını bile oynatmıyor.

Ne fark eder ki?

Yarım yüzyıllık müttefiki Türkiye'nin, Suriye'den gelen teröristler tarafından vurulmasını izlemekle kalmıyor bunlara destek de veriyor. Açıkçası "Amerika'nın yeni Başkanı Trump mı, Clinton mu yoksa Sanders mi olacak" sorusunun cevabını hiç merak etmiyorum... Ha Bush ha Obama olmuş, ne fark etti ki?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA