Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Meğer onlar da düşünce özgürlüğünden yanaymış

Galiba bazı kavramları yeniden gözden geçirmemizin zamanı geldi... Örneğin "Gülen Örgütü"ne "Paralel Yapı" demiyor muyuz? Oysa sözcülerinin son davranışlarına ve söylemlerine bakınca bunların artık "Paralel" değil "Terelelli" konumuna girdikleri kolayca görülür.

Terelelli yapı

Gerçi bu durumu Fethullah Gülen'in telejenik beddualarını izlerken de hissetmemiz mümkündü... Ama bu "Terelelli Yapı"nın son dönemde girdiği ittifaklar, bunların iyice zıvıttıklarını açıkça gösteriyor. Son olarak bu örgüte bağlı olan "Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı"nın teröre "Terör" diyemeyenlerin yayınladığı malum "Bildiri"ye destek vermesi, bunların kendi çizgilerinden iyice çıktığının kanıtı değil mi?

Ha Kandil ha Pensilvanya

Elinde yılan taşıyarak sahilde yürüyüş yapan Temel'in, bu davranışının nedenini "Denize düşersem sarılırım diye yılan taşıyorum" diyerek açıklaması gibi, bunlar da işleri iyi giderken karşı oldukları ne ve kim varsa, şimdi onlarla kanka olmaya çalışıyorlar... Bu listede PKK'nın bile bulunması artık doğal karşılanıyor... Sonunda Pensilvanya'dakilerin Kandil'i "Kardeş mekân" olarak ilan etmesini bile galiba bekleyebiliriz.

Bunların sadakati

Komplolar kurup polisleri ve savcılarını görevlendirerek onu bunu cezaevine atarlarken yayın organlarında da bu kişileri suçlu ilan edenler, şimdi teröre "Terör" diyemeyenleri savunmak için "Düşünce özgürlüğü"nü kutsayan bildiriler yayınlıyorlarsa, bu işte bir gariplik yok mudur? Geçmiş dönemde "Devlete sadakat"i en yüksek değer olarak sunanlar, bugün devletin karşısında olanlara destek veriyorlarsa, takkelerini ve gözlerini devire devire seslendirdikleri beddualarının, sadece kendilerini çarptığını söyleyemez miyiz?

İnsanlar ve köpekler
Anlaşılan o ki beyinlerini ve bilinçlerini Amerika'ya taşımış olmaları bunların "Sadakat"e ilişkin anlayışlarını da etkilemiş... Geçen yıllardan birinde Başkan Obama bir televizyon sohbetinde kızlarına hediye ettiği köpeklerden söz edilince, gülerek "Washington'da yaşamaya başlayan bir kişi kendine bir dost arıyorsa herhalde bu iş için en uygun yaratık köpektir" demişti. Bu sözleri duyan sunucu da, Amerikalı ünlü çevreci Edward Abbey'in (1927-89) "Bir insanın en yakın dostu bir köpekse, o köpeğin ciddi bir sorunu var demektir" özdeyişi ile cevap vermişti.
Evet... Meğer FETÖ'cüler özgürlükçüymüşler...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA