Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Nehri geçmeden bir timsaha asla hakaret etmeyin

Seçime uzanan siyaset ortamı, rakip siyasetçilerin birbirleri hakkında söyleyecekleri aşağılayıcı ve ağır söylemlerle dolu olacaktır... Bu kaçınılmaz. Demokrasi tarihimiz bu tür sözlü dalaşmalarla ve hakaretlerle dolu... 12 Eylül askeri rejimi darbe öncesinde Demirel ile Ecevit'in birbirleri hakkında söylediklerini kitaplaştırıp, bir nevi darbe gerekçesi olarak sunmamış mıydı?
1950'li yıllar da böyleydi... Örneğin 1950'li yıllarda bir Demokrat Partili, o dönemde CHP Genel Sekreteri olan Kasım Gülek'in sünnetsiz olduğu iddiasını seslendirmişti. Kasım Gülek de bu iddianın seslendiricisine "Bunu hanımından mı duydun" diyerek cevap vermişti.

Örnekler çok fazla
Madem siyasi geleneğimizde bu tür sözlü dalaşmaların olması kaçınılmaz... Bu durumda siyasi liderlerin metin yazarları, dünya siyasetindeki bu tür dalaşmalardan esinlenerek patronlarına yeni ufuklar açsalar, fena mı olurdu? Onlara yardımcı olmak için bazı örnekleri hatırlatabiliriz.
İngiliz başbakanı Lloyd George rakibi Chamberlain'i "Toptancı ticaretin perakendeci mantığı" diyerek eleştirmiş... ABD Başkanı Jefferson da Fransa İmparatoru Napolyon için "Umursamazlığını cahilliği ile takviye eden ve ne ekonomiden, ne siyasetten ne de yönetimden haberi olan kişi" demiş.

Şişe mantarı gibi
İngiliz Başbakanı Balfour rakibi Campbell- Bannerman için "Kontrol edemediği dalgalarla sağa sola giden sudaki şişe mantarı gibidir" benzetmesi yapmış. İngiliz Başbakanı Asquith'in eşi Margot Asquith, Churchill'le ilgili "Kendisi hakkında övgü duyurusu yapmak için annesini öldürüp onun derisinden davul yapmayı düşünebilir" diye konuşmuş.
Amerikan Başkan adaylarından Ross Perot, dönemin Başkan yardımcısı Dan Quayle'yi "Cenazelere giden ve golf oynayan boş bir giysi" diyerek anlatmış... Yazar Gore Vidal da Başkan Reagan için "Mumyacılık sanatının şaheseri" demiş.

Yamyam olabilirdi

Başkan Roosevelt hakkında Amerikalı mizah yazarı Mencken'in sözleri de şöyle:
- Roosevelt yamyamlığın kendisine oy kazandıracağını bilseydi Beyaz Saray'ın arka bahçesinde bir papazı şişmanlatmak için beslemeye hemen başlardı.
İtalyan başbakanlarından Prodi rakibi Berlusconi için "Sokak lambasının direğine aydınlanmak için değil, sarılıp ayakta durmaya çalışan bir sarhoş olarak yaklaşır" demiş... Muhafazakâr Churchill de, rakibi İşçi Partili Başbakan Atlee için "Kuzu postuna bürünmüş kuzudur" demiş...
Siyasetin doğasında var bu tür "Sözde polemik"ler... Hatta İngiliz demokrasisinde bile var. Son bir örnek de şu olabilir:

Eğer hamileysem

Muhafazakâr Başbakan Churchill'e Parlamento koridorunda rastlayan İşçi Partisi'nin sol kanat lideri Bevan, Churchill'in göbeğini işaret ederek "Sayın Başbakan, hamile misiniz" diye sormuş. Churchill de "Evet hamileyim" demiş ve devam etmiş...
- Bebek kız olursa kraliçemizin, erkek olursa kralımızın adını koyacağım. Karnımdaki bebek değil de gaz ise, ona sizin adınızı koyacağım.
Siyasetçilerin bilmeleri gereken bir gerçek var. Rakipleri hakkında söyledikleri ağır sözler seçmenin tutumunu değiştirmiyor. Bunlar kısa süre sonra unutuluyor da.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA