Trafik polisleri diğer araçların arasında slalom yaparak insanların can ve mal güvenliklerini tehdit eden magandaları, kamera görüntüleriyle ve denetimlerle tespit etmeye başlamışlar. Bu trafik magandalarının ehliyetlerine el konulduktan başka, bunlar akıl sağlığı kontrolüne (Psikoteknik testi) gönderileceklermiş... "Akıl sağlığı yerindedir" raporu alabilenlere ehliyetleri geri verilecekmiş.
Siyasi magandalar
Mümkün olsa ve bir gün Cemaatçi, bir gün laikçi, bir gün milliyetçi, bir gün sağcı, bir gün solcu, bir gün liberal, bir gün muhafazakâr, bir gün barışçı, bir gün savaşçı görüntü vermek için slalom yaparak, düşünce hayatının ve demokrasinin sağlığını tehdit eden siyaset magandalarından da, akıl sağlığı raporu istenebilse... Bunların arasında Yunanistan'ın iflasına imrenenler ve kendilerini Çipras gibi görenler de yok mu sanki?
Rekabet mi hakaret mi?
Özgür düşünce ve serbest rekabet, toplumları geliştiren itici güçlerdir. Çoğulcu demokrasi farklılıkların bir arada yaşamalarını ve uzlaşmalarla sorunlara çözüm üretilebilmesini mümkün kılan sistemdir. "Eleştiri" de "Muhalefet" de demokrasinin vazgeçilmezleridir. Ama bunların arasına "Haset", "Nefret", "Şiddet" gibi öğeler karışınca iş çığırından çıkar.
Meslek ahlakı
Mesela "Eleştiri" kavramını ele alalım. Diyelim ki siz de televizyonda program yapıyor veya sunuyorsunuz. Bu sırada sizinle aynı işi yapan televizyonculardan biri hata yapıyor. Bu hata da toplumda büyük tepkilere neden oluyor. Doğal olarak o kişi eleştirilecek hatta yerilecektir.
Ama sizinle aynı işi yapan o kişiyi yerden yere vurup, onu yok etmek için açılan kampanyaya katılmak herhalde size düşmez. Neticede siz eleştirici değil, üreticisiniz. Sizinle aynı işi yapan bir kişinin yok edilmesinde aktif role soyunmanız, meslek ahlakına sığar mı?
Polemik bu mudur?
Gazetecilik için de durum aynı değil mi? Sizinle aynı görüşleri paylaşmayan meslektaşınıza çamur atmanız, ona "Hain" veya "Yalaka" gibi sıfatlarla göndermeler yapmanız, bu coğrafyada genellikle "Polemik" gibi algılanır. Oysa polemik savunduğunuz düşüncenin doğruluğunu ve karşıt düşüncenin yanlışlığını kanıtlamaya dönük bir düşünce tartışmasıdır. Kendi bilgisini ve düşüncesini okurlarına sunmak yerine, başkalarına takılıp, "Sen geç, sen kal" diye medyatik trafik memurluğuna heves edenler oldukça fazla değil mi?
Kader gibi...
Ama galiba bu coğrafya böyle... İnsani ve mesleki ilişkiler Amerika'nın "Vahşi Batı"sındaki gibi... Birtakım kesimlerin de kendilerini "Cumhuriyet aristokrasisi" gibi görüp, geri kalanları yok saydıklarına, aşağıladıklarına tanık olmadık mı? Siyasi rekabette de sanki Hamlet'i sahnelermiş gibi davrananlar ve olaya "Olmak ya da olmamak" çizgisinden bakanlar yok mu?
Bunları bir gün geride bırakacağız elbet. O güne kadar trafik magandaları dahil her çeşit maganda ile birlikte yaşamak da, kaderimizde var...