Bazıları "Yeni Türkiye" söylemini kabullenmeyip "Değişen ne var ki" diyorlar ama 7 Haziran genel seçimlerinin sonuçları onları herhalde yeniden düşünmeye zorlayacaktır...
Bu seçimlerin bir sonucu da Eski Türkiye siyasetinin "Sağ" ve "Sol" yelpazede değerlendirilmesi alışkanlığının bitmesi gerektiğini işaret etmiyor mu? Yeni TBMM'nin yapısına baktığınız zaman bir yanda "Türk milliyetçiliği"ni temsil eden MHP'nin ve diğer yanda da "Kürt milliyetçiliği"ni temsil eden HDP'nin 80'er milletvekili ile yelpazenin iki ucundaki yerlerini aldıklarını görüyorsunuz.
Etnik kimlikler
7 Haziran'a kadar bu eğilimleri içinde barındıran "Merkez" konumundaki AK Parti'nin kayıpları da, bu iki ucu temsil eden iki partinin AK Parti'den kopardıkları oylardan kaynaklanmıyor mu? Eski Türkiye'nin kitle partileri de, etnik kimlikleri içlerinde eritmezler miydi?
Demek ki önümüzdeki süresi belirsiz bir dönemde etnik kimlikler, Türk siyasetinde ağırlıklı rol oynayacak... Eğer bu süreç uzlaşmanın ve birlikte yaşamak azminin gündeme gelmesi ile sonuçlanırsa, demokrasimiz eskisinden daha sağlıklı olarak gelişmesini sürdürecektir. Aksi halde krizli ve kırılgan bir ortamda yaşamaya mahkûm da olabiliriz.
Büyük uzlaşmalar
Amaçladığımız istikrarlı ortama ulaşmanın yolu ise, asgari müştereklerde birleşmeyi mümkün kılan büyük demokratik uzlaşmalardan geçiyor...
Örneğin İngiltere'de ve Almanya'da savaş ve kriz anlarında gündeme gelen "Büyük Koalisyonlar" neden bizde de düşünülmesin? Birbirlerine tabandan zıt İşçi Partisi ile Muhafazakâr Parti'nin İngiltere'de, Sosyal Demokrat Parti ile Hıristiyan Demokrat Parti'nin Almanya'da kurdukları koalisyonlar, bu iki ülkeye nefes aldırmamış mıydı? Yani bizde de AK Parti ile CHP yeni bir "Erken" genel seçime kadar bir "Büyük Koalisyon" kuramazlar mı?
Neden olmasın?
Neticede bu konuda AK Parti'nin herhangi bir komplekse düşmesine neden yok... Çünkü 7 Haziran seçimlerinin gerçek galibi AK Parti değil mi? Bunca yıl iktidarda olmanın kaçınılmaz yıpranmasına rağmen, toplum hâlâ bu partiyi destekliyor... CHP ise böyle bir koalisyonda iktidara alternatif parti olabilmenin kursunu görebilir.
Bekleyelim
Gelecekteki alternatif senaryoları beklerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önce kimi hükümeti kurmakla görevlendireceğini ve kimlerin kimlerle siyasi pazarlıklar yapacağını izlemek durumundayız. Bu konuda Bismarck'ın "Siyasi pazarlıklar ve sosis imalatı halka açık alanlarda yapılmaz, çünkü ikisi de mide bulandırır" söylemine katılmıyorum... Çünkü sonuçta insan insanla konuşa konuşa, hayvan da hayvanla koklaşa koklaşa anlaşır.