Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in aralarında Abdüllatif Şener'in, Süheyl Batum'un, Birgül Ayman Güler'in de bulunduğu bir heyetle Şam'da Esad'ı ziyareti dolayısıyla verdiği demeci okuyunca, herhalde "Bu kadar da olmaz ki" diyenleriniz vardır.
Perinçek özetle "Herkes Erdoğan yönetimini terör ihraç eden ve komşuya ihanet eden yasa dışı bir örgüt olarak görüyor. Türk milletinden bütün Ortadoğu şunu istiyor: Bunu artık tepenizden atın. Bu yönetim yıkılacaktır. Komşuyu yakanlar, Türkiye'yi yakar" demiş.
Olayı ciddiye alan ve "Bu kadar da olmaz ki" diyerek karşılayanlardansanız, bence biraz durun... Her şeyi ciddiye almadan önce buna benzer trajikomik durumların fazlasıyla var olduğunu hatırlayın. Google'a "Bu kadar da olmaz" diye yazın. Bunları okuduktan sonra yakın gelecekte Perinçek'in aynı heyetle Kudüs'te Netanyahu'yu ziyaret edebileceğini ve Gazzelilerin İsrail halkına yaptıkları zulmü kınayabileceğini de öngörebilirsiniz.
Olmaz olmaz
Neticede ABD Başkanı Obama'nın İran'la sürdürdüğü diyalogu İsrail'in Netanyahu'sunun ABD Kongresi'nde yaptığı konuşmayla kınadığı bir dünyada olmaz olmaz...
İşte size "Bu kadar da olmaz ki" dedirtecek Perinçek'in Esad ziyareti benzeri olaylardan örnekler...
Diyarbakır'daki bir lunaparkta iki gece bekçisi dönme dolabın mekanizmasını çalıştırıp zincirlerin ucuna bağlanmış uçan sandalyelere atlarlar. Ancak sandalyelerin merkezkaç kuvveti ile dönerek açılmasından dolayı durdurmak için şaltere ulaşamazlar ve sabaha kadar kimseye seslerini duyuramazlar... Bu bekçilerden biri ölür, diğeri ise gördüğü uzun tedavilere rağmen eski sağlığına kavuşamaz.
Bu kadar da olmaz ki
1971'de toprak kaymalarını incelemek isteyen Japon bilim adamları, büyük bir yağmur fırtınası efekti yapmak için bir tepeyi yangın hortumlarıyla tepe çamura dönüşünceye kadar suladılar. Sonunda tepe çöktü ve oluşan heyelanda, dört bilim adamıyla 11 izleyici hayatını kaybetti...
Bir sürücü aracının direksiyonunda TEM otoyolunda ilerlerken Sapanca yakınlarında radyoda duyduğu göbek havasıyla coşar. Göbek atmak için aracını kenara çeker. Otoyolda göbek atarken arkadan gelen aracın altında kalıp hayatını kaybeder.
Klakson çalmış ama...
1975'te İngiliz çift televizyonda en sevdikleri komedi programını izlerlerken erkek yarım saat süren bir gülme krizi sonucu, kalp krizi geçirerek öldü. Eşi, cenazeden sonra programın yapımcılarına bir mektup yazarak, kocasını hayatının son dakikalarında bu kadar mutlu ettikleri için teşekkür etti.
Neticede Perinçek'in Suruç'taki Suriyeli mülteciler yerine Şam'daki Esad'ı ziyaret etmesine "Bu kadar da olmaz ki" demeyin... Tren altında kalan aracından sağ çıkartılan şoförün "Klakson çaldım ama herhalde makinist duymadı" diyerek kendisini savunduğunu duymadınız mı?
Veya bazı başka muhalefet liderlerinin Perinçek'e imrendiklerini ve "Keşke biz akıl edip gitseydik" diye iç geçirdiklerini tahmin etmiyor musunuz?