Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Kışın kardan yazın da sıcaktan yakınarak ömürler geçiyor

İstanbul'da yaşıyorsanız ve çocuğunuz varsa cevabını aradığınız en önemli soru bugünlerde "Okullar yarın tatil olacak mı" şeklindedir. Hava durumunu tahmin eden uzmanlara herhalde fazla güvenilmediği için tatil kararının yetkilisi olan İstanbul Valisi Vasip Şahin de, karar vermeyi akşam saatlerine bırakıyor.
Aslında bazı durumlarda meteoroloji raporlarını beklemek yerine pencereden dışarıya bakıp kar yüzünden ulaşımın ne ölçüde aksadığını görmek karar alırken daha erken davranmayı sağlayabilir. Ama devlet sorumluluğu böyle bir şey demek ki... Kabul edelim ki İstanbul Kuzey Avrupa kentleri gibi, kara ve dona hazırlıklı bir kent değil... Çünkü hiç kar yağmadan geçen kışlar da var... Aslında Anadolu da, her yıl aynı iklim şartları yaşanan bir coğrafya değil. Bir yıl yağış olsa, iki yıl da kuraklık yaşanmaz mı bu coğrafyada?

Kuraklığa duyulan öfke

Eski Meteoroloji Genel Müdürlerinden rahmetli Fuat Ağralı, çok kurak geçen 1950'li yılların bir yaz mevsiminde yaşadıklarını anlatmıştı bana... O yıl baharda bir damla yağmur düşmeden yaza girilirken, Ağralı Başbakanlığa çağrılır... Başbakan Adnan Menderes ve Meteorolojiden sorumlu Devlet Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Fuat Ağralı'yı makam odasında beklemektedirler...
Başbakan Menderes çok sert bir şekilde azarlarcasına sorar Ağralı'ya,
- Bu kuraklığın sonu ne olacak, neden yağmur yağmıyor?

Baraj yapmalıyız
Fuat Ağralı da "Beyefendi Anadolu iklimi böyledir, bir yıl yağar, iki yıl yağmaz... Osmanlı tarihine bakarsanız, kurak yılların ertesinde ordu sefere çıkar ve Hazine böyle doldurulur" diye cevap verir. Menderes'in öfkesi dinmemiştir... "Bu durumda biz ne yapalım yani" diye sorar. Ağralı da "Herhalde fazlasıyla baraj yapmalı ve kuru tarıma ağırlık vermeliyiz" der.
Fuat Ağralı makam odasından çıkarken Devlet Bakanı Zorlu gelir yanına, "Fuat Bey yağmur yağacak deyip Başbakanı teskin etsen daha doğru olmaz mıydı" diyerek çıkışır ona...

Sen mevsimler gibisin
Evet... Ömrümüz kışın kardan yazın da sıcaktan yakınarak geçiyor. Bu arada karda yürümenin tehlikeli sonuçlarından korunmak ve kendimizi kırık uzuvlarımızla ameliyat masasında bulmamak için küçük ve dengeli adımlarla yürüyelim, tabanı tırtıklı lastik ayakkabılar giyelim, ellerimizi yürürken cebimize sokmayalım... Bir de "Sen mevsimler gibisin, değişirsin sevgilim" şarkısını söyleyerek, ruh halimizi hava durumuna uyarlayalım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA