"İnsan beşer, beşer şaşar" diye eski bir deyiş vardır ya...
Günümüz insanı da bu deyişi doğrulamak için olacak, tarihi ve siyasal yanılgılarla yaşamını sürdürüyor.
Örneğin kendilerini modern, ilerici, çağdaş ve halkın büyük çoğunluğunu da geri, tutucu ve bilinçsiz gören kesimler, bu tarihi yanılgılar üzerinde pek kafa yormazlar.
Oysa modern olmak her anlamda "İlerici" de olmak değildir. Bu açıdan Hitler Almanya'sı veya Stalin Rusya'sı, kadın erkek ilişkilerinde ve dine karşı tutumlarında "İrtica"yı temsil etmiyorlardı.
İki rejim de "Pozitivizm"den yanaydı. Teknolojiye açıktılar, fabrikalar, oto-yollar yapıyorlardı.
Ama bunlar çok sesliliğe, sivil toplumun özgürlüklerine karşı olan "Militarist" ve "Totaliter" rejimlerdi. Bunlar "Gerçekten modern" olan dünyada "İrtica"yı temsil ediyorlardı... Yani gericiydiler.
Önemli olan ittifaka sadakat
Türkiye'nin dünyadaki konumunu da bu açıdan ele alabiliriz.
Sovyetler Birliği'niin çöküp parçalandığı 1990'lara kadar, Türkiye'de rejimin demokrat veya anti-demokrat olması önemli değildi. Önemli olan Türkiye'nin Batı İttifakı içinde kalmasıydı. Askeri darbe dönemlerinde de Türkiye komünizme karşı "Hür Dünya"nın üyesiydi...
Faşist Franco'nun İspanyası da, Salazar'ın Portekiz'i de, Albayların Yunanistan'ı da öyleydi. Nitekim 27 Mayıs askeri darbesinin ilk açıklaması "NATO'ya, CENTO'ya bağlıyız" şeklinde olmuş ve Menderes'in idam edilmesi de, Türkiye'nin "Hür Dünya"daki yerini değiştirmemiştir.
Demokrasi bir tehdit mi?
O dönemin bugüne aktarılan kalıntılarını, Amerika'nın Ortadoğu'ya bakışında görmüyor muyuz? Bu açıdan Mısır'da Sisi'nin veya Suudi Arabistan'da şeriat rejiminin bulunması, Amerikan demokrasisi için önemli değildir. Bugün Türkiye'yi "Batı İttifakı'ndan kopuyor" diyerek Amerikan medyasına jurnal eden kendilerince modern ve ilerici kafalar, bir anlamda "Türk demokrasisi İttifak için tehdittir" demek de istiyorlar. Ama bunu açıkça söylemeye de dilleri varmıyor... Bir Pazar yazısında bu kesimin nasıl tedavi edileceğini ve kafa yapılarının nasıl sağlığa kavuşturulacağını göstermek mümkün değil...
Acaba bunlara "Reiki", "Ayurveda", "Feng Shui" gibi Doğulu çözüm yöntemleri ile yardımda bulunabilir miyiz? Örneğin bunlar gece yatağa yattıklarında başlarını hangi yönde yastığa koyduklarına dikkat etsinler...
Çünkü yatakta başın konulduğu yön insanın ruh halini de etkilermiş.
Doğru olan doğuya yatmaktır
-Kuzey: Başınızı kuzeye vermek, baş ağrısı ve depresyon yaratıyormuş.
-Güney: Yatakta başınızı güneye koyarsanız, seks hayatınız süper olabilirmiş ama aynı zamanda aile içi tartışmalar artabilirmiş... İş hayatınızı bile etkilermiş başınızı güneye koymak.
-Doğu: Başınız yatağın doğu tarafına denk geliyorsa, sabahları pozitif enerjiyle kalkarmışsınız ve dolaşım sisteminiz düzelirmiş... Ayrıca iş hayatınızda olumlu gelişmeler olabilirmiş... Başınız doğudayken sağa doğru yatarsanız huzur bulur, sola doğru yatarsanız da sekse ve yiyeceklere olan ilginiz artabilirmiş...
-Batı: Batıya dönük yattığınızda, harika bir uyku çekebilirmişsiniz, ancak bu sizi tembel yapabilirmiş.