Kavramları karıştırmakta ustalık gösteren bir toplum olduğumuz kesin. Örneğin "Alışkanlıklar" ile "Gelenekler"i ne kadar kolay karıştırırız. Bunun son örneğini de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çankaya yerine Atatürk Orman Çiftliği'nde inşa edilen binayı seçmesine karşı gösterilen,
"Cumhuriyet gelenekleri terk ediliyor" içerikli tepkilerden verebiliriz.
Bu konudaki tepkili haberlere ve yorumlara en fazla yer verilen Hürriyet gazetesi, böylece "Geleneklerin bekçisi" konumuna adaylığını koymuş oluyor.
Ben Hürriyet'i ilk bildiğimde Cağaloğlu'ndaki sarı binadaydı Hürriyet... O dönemde basın denilince "Bab-ı Ali"yi ve "Cağaloğlu"nu düşünmek geleneği vardı... Sonra Hürriyet, İkitelli'deki plazaya taşındı...
Bazılarına göre bu "Bab-ı Ali"den "Çifte Telli"ye geçişin işaretiydi.
Derken bu plaza da bir inşaat şirketine satıldı ve yıkıldı... Bu binadan artakalan sadece bir bar tezgâhı, Belma Simavi'nin Polonezköy'deki evinde "Hürriyet geleneği"ni sürdürüyor... Bugün ise Hürriyet eski "Milliyet" için yapılan binanın içinde.
Biz kimleriz?..
Kısacası geleneklerin oluşması veya oluşamaması süreci sade devlet katında araştırılmamalı.
Aslında kendimiz dışındaki kişileri, siyasi görüş sahiplerini, toplumları, ulusları eleştirirken bu arada özeleştiri yapmayı da ara sıra denemeliyiz.
Yıllar önce Herkül Millas'ın bir yazısını kesip saklamıştım.
Burada "Özgürlükler" ve "Demokrasi" diyerek mangalda kül bırakmayan ama "Seçilmişler"in yönetimindeki bir ülkede yaşamayı kendilerine yediremeyenler için, bu yazının yeniden okunması zamanı geldiğini düşündüm. Bir bölümünü aktarıyorum:
"- Örneğin Türkiye'nin dışına çıkınca 'Demokrasi beni ilgilendirmiyor ben Cumhuriyet'ten yanayım' ya da 'demokrasiden yanayım, ama askerler siyasileri gerektiğinde saf dışı edebilmeli' türünde bir görüşü nasıl anlatacaksınız? Neye temellendireceksiniz?
Hepsi gurur kaynağı
- Arada parlamentonun dağıtılmasını, başbakanın asılmasını özgürlük, demokrasi (ya da cumhuriyet) adına nasıl yapıldığını anlatmak da hiç kolay değil. Sonra bu asılan başbakanın adının İzmir havalimanına verildiğini anlatmanız gerekiyor. Yani hem başbakanı asanlar hem de Adnan Menderes, her ikisi onurlu kişiler, gurur kaynağı.
- Öz imajın çok iyi olduğunu -biz hoşgörülüyüz, çok seslilik, mozaik, ebru, falan filan- sonra Ortadoğu'da Hıristiyan halkın en büyük hızla azaldığı ülkenin Türkiye olduğundan, Batı'ya yansıyan imajın hiç de iyi olmadığını anlatmanız gerekiyor."
Kim kimdir?
Neyse... Çok kötümser olmayın. Bakın turizmciler de bazı milletleri şöyle sınıflandırmışlar...
- İngiltere'de bir kamyon bir kişiye çarpınca, o kişi kamyondan özür diler.
- Avustralyalılar mutlu İngilizlerdir.
- Amerika yoksulların da şişman olduğu bir ülkedir.
- Fransa'nın en güzel yanı Almanya olmamasıdır.
Bunlar herhalde bizim için de şöyle derlerdi:
-1500 yaşındaki Ayasofya'nın yaşadığı serüveni görmezden gelip tarihi Çankaya'da arayanların ülkesidir Türkiye...