Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Muhtar olmadı ama bugün hem başbakan hem de cumhurbaşkanı

Yenilgiyi zarafetle kabul edip rakibini tebrik edebilmek, zafer kazanıp başarıyı kutlamak kadar anlamlı ve gerçekçi davranıştır... Ama mahalle maçında oynayıp yenilen ve "Top yuvarlaktı", "Hakem onlardan yanaydı" benzeri gerekçeler seslendirerek yenilgiyi kabul etmeyi kendilerine yediremeyen çocuklar, bu davranışın erdemini pek bilmezler.
Neticede CHP ve MHP Cumhurbaşkanı seçimine "Çatı" adı altında seçim koalisyonu kurarak ortak bir adayla girdiler. Bu seçim koalisyonuna bazılarını hiç duymadığımız partiler de destek verdi. Sonuçta "Çatı" adayı İhsanoğlu oyların yüzde 38.4'ünü aldı... Buna karşı AK Parti'nin adayı Recep Tayyip Erdoğan oyların yüzde 51.8'ini, yani "Salt çoğunluk"u alarak seçimi kazandı ve Cumhurbaşkanı oldu.

Oy oranları

Düşünün ki şu anda ABD'nin başkanı olan Obama, rakibi Romney karşısında 2012 seçiminde oyların yüzde 51'ini alarak koltuğunu korudu. Fransa'nın Cumhurbaşkanı olan Holland da, 2012 seçimlerinde rakibi Sarkozy karşısında oyların yüzde 51.6'sını alarak Başkan oldu.
Bu gün Gazzelilere hayatı zindan eden Netanyahu'nun partisi "Likud"un 2013 Ocak ayındaki İsrail genel seçimlerinde aldığı oyların oranı yüzde 23.4 idi... İç savaş ortamı yaşanan Ukrayna'yı bölünmekten kurtaracağı ümit edilen Poroşenko ise bu yılın haziranındaki Başkanlık seçiminde oyların sadece yüzde 54'ünü almadı mı?
Yani siyasetten biraz anlayan bir insan yenilgi ile biten bir seçim ertesinde bu seçim hiç yapılmamış gibi davranmaz ve konuşmaz. Bu noktada Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'den beklenen davranış önce ilk defa halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kutlamaları ve sonra da "Biz nerede hata yaptık" sorusuna aralarında cevap aramaları değil midir?

Sürekli eziklik
Üstelik bundan önce yapılan seçimlerde ve referandumlarda sekiz kez üst üste benzer yenilgiler yaşamıştır CHP ve MHP... Yani yenilginin nedenlerini aramak, bu iki parti için hayati önemdedir. Bu partilere gönül vermiş seçmenleri sürekli ezik bir ruh hali içinde bulundurmak en azından insafsızlıktır.
Bereket yeni Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bunlar gibi değil... Balkon konuşmasındaki şu cümleleri, demokrasi içinde yapılan ve üstelik halkın oylarıyla ilk kez bir cumhurbaşkanının belirlendiği bir seçimin ertesinde söylenmesi gereken sözlerdir:

Herkes kazandı
"- ...Ancak bize oy vermeyenler bizi onaylamayanlar bizi sevmeyenler bu seçimin mağlubu değildir. Bugün onlar da kazanmıştır. Kardeşlerim gönülden ifade ediyorum. Bugün yeni bir toplumsal uzlaşma sürecini hep birlikte başlatalım diyorum. Eski tartışmaları eski Türkiye'de bırakalım istiyorum. Gerilimleri çatışma kültürünü sanal sorunları eski Türkiye'de bırakalım istiyorum..."
Tabii bir de Tayyip Erdoğan takıntısı ile meslek yaşamlarını sürdüren medya mensuplarının durumları var ortada... "Muhtar bile olamaz" manşetinden bugüne uzanan dönemin sonunda bugün Tayyip Erdoğan aynı anda hem Başbakan hem de seçilmiş Cumhurbaşkanı olduğuna göre, bu manşete kafaları hâlâ takılı olanların silkelenip kendilerine gelmeleri gerekmiyor mu?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA