Günlerdir siyaset gündemini karıştıran "Dosyalı Operasyon"u planlayanlar tam olarak neyi amaçlıyorlardı bilemiyoruz.
Eğer bu amaç siyasi bir kriz yaratmak içerikli ise, operasyonu planlayanları kutlamamız gerekiyor. Sonuçta bakanlar istifa ettirilmiş, bakan çocukları tutuklanmış, "Cemaat" denilen olgu AK Parti düşmanları ile aynı safa itilmiş, kamuoyunda "Meğer devlet içinde ayrı bir devlet varmış" algısı yaratılmıştır.
Ancak hiç unutmayalım ki krizler de bir süreçtir ve sonuçları da, bu süreç noktalanıncaya kadar tam belli olmaz.
Buna son örneği "Gezi Parkı kalkışması" olarak bildiğimiz siyasi krizin, sonuçta Başbakan Erdoğan'ı güçlendirmesinden ve AK Parti'nin seçmen tabanının konsolide edilmesinden verebiliriz.
Bu son krizin nihai sonucunu da, önümüzdeki dönemdeki üç önemli seçimin sonuçlarına bakarak anlayabileceğiz.

Krizlere bağışıklık
Gözden kaçırmamamız gereken bir başka gerçek de şudur.
Başbakan Erdoğan yakın geçmişte yaşanan krizler sayesinde (veya yüzünden), krizlere bağışıklık kazanmış bir siyasetçidir. Böylece son 10 yılda yaşanan her kriz AK Parti'nin kendisini yenilemesi için bir fırsata dönüştürülmüştür.
Bu şekilde 10 yılı geçen sürede iktidar daha da güçlenmiştir. Seçimlerin ve referandumların sonuçları bu gerçeği yansıtmıştır. İktidarda geçen ve yıpratıcı olması gereken bu uzun süreye rağmen, kamuoyunda "Nasıl olsa önümüzdeki seçimlerde de bunlar yine kazanır" algısı oluşmuştur.
Son krizi planlayanların bir somut hedefi de herhalde bu algıyı kırmak ve önümüzdeki mart ayında yapılacak yerel seçimlere özellikle büyük kentlerde AK Parti'yi yıpranmış biçimde götürmekti.

Seçimler ve partiler
Ancak çok partili demokraside bir partinin seçimde başarısız olması için bir diğer partinin veya başka partilerin başarılı olmaları gerekir. Bunun için de o partilerin seçmene eskisinden daha iyi ve gelişmiş bir ülkeye dönük projeler sunmaları ve bunların gerçekleşeceği konusunda, seçmeni ikna etmeleri şarttır.
Neticede önümüzdeki seçimlerde AK Parti'nin rakipleri ne savcılar, ne polisler ve ne de Cemaat'in sözcüleri olacaktır... ABD Büyükelçisini ise sadece Pennsylvania'daki yerel seçimlerin sonuçları doğrudan ilgilendirir.
Başbakan Erdoğan kabine değişiklikleri ile bu son krizin bir fırsata dönüştürülmesi yolunda ilk adımı atmıştır. Bundan sonraki süreçte ise yerel seçime kadar halkla diyalog kuracağı mitinglerin geleceği kesindir.

Erdoğan'ın bakış açısı
Erdoğan'ın dünkü AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısındaki şu sözleri bu öngörümüzü doğruluyor:
"- Bu çirkin operasyondan çok daha güçlü çıkarak yeni Türkiye'yi daha da ileri taşıyacağız. Olay sadece 17 Aralık'ta başlayan operasyon değildir. Bundan sonra da bunlar devam edecektir uydurma, aklınıza ne gelirse... Tüm teşkilat olarak bunlarla savaşacağız. Bundan sonra en küçük bir rehavete yer yok. Bu süreç yeni Türkiye'nin istiklal mücadele sürecidir. Biz bedduaya lanet, duaya davet diyeceğiz."