Çok partili demokrasinin bir vazgeçilmezi elbet de "Muhalefet"tir. Bütün iktidarların yoluna ışık tutan vazgeçilmez de kesinlikle "Eleştiri"dir.
Ama aynı şekilde çoğulcu demokrasinin bir diğer vazgeçilmezi nasıl "Meşruiyet" ise, aynı şekilde "Meşru iktidar" olmadan, demokrasinin çok partililiğinden de söz edilemez.
Sade bugün değil oldum olası Türkiye'nin çok partili demokrasisinde muhalefeti temsil edenler ve kendilerini iktidarları eleştirmek görevine adayanlar, iktidar partilerinin yeterince eleştirilmediğini, iktidarı destekleyenlerin özellikle medyada "Yalakalık" yaparak, seçilmişleri çileden çıkartıp diktatörlüğe ittiklerini iddia ederler.
Bu Menderes için de, Demirel için de, Özal için de söylendiği gibi, şimdi Başbakan Erdoğan da, aynı şekilde yeterince eleştirilmemekle bir nevi suçlanıyor.
Eleştiri stoku dolu değil mi?
Oysa hepimizin de tanık olduğu gibi, Başbakan Erdoğan'ın da, AK Parti iktidarının da, muhalefet edilmek ve eleştirilmek konusunda bir eksikleri yok... Tersine, bu konuda stokları kıyasıya dolu...
Bırakalım muhalefet edilmeyi veya eleştirilmeyi... Muhtıralarla, kapatılma davalarıyla, sokak eylemleri ile ve hakaretlerle, bu konuda hak ettiklerinden çok fazlasına hedef olmadılar mı?
Başbakan ve ailesinin Üsküdar'da oturdukları evin önünde kalabalıklar tencere tava çalarak, onlara muhalefet ve eleştirinin böylesinin de bulunduğu konusunda sesli duyurumlar yapmadılar mı?
Kürt realitesini barışçı ve demokratik bir çözüme bağlama girişimini cinayetlerle, silahlı eylemlerle sabote etmeye çalışanlar da, bir nevi "Eylemli eleştiri" yapmıyorlar mıydı?
Ergenekon'un avukatları
Askeri vesayeti sona erdirmeye çalışırken, ana muhalefetin sözcüleri "Biz Ergenekon'un avukatıyız" demediler mi? Başbakan Erdoğan'a karşı olmak için Beşar Esad'ın yanında olmak, bir muhalefet biçimi olarak sunulmadı mı?
Son olarak da kendilerini "Cemaat"in sözcüleri olarak gösteren bazıları, her türlü yöntemi "Eleştiri aracı" biçiminde kullanmadılar mı?
Eğer Erdoğan'ın ve AK Parti iktidarının yeterince eleştirilmediğini düşünenlerdenseniz, bütün bu yaşanılanlar karşısında görme ve işitme engelli olmanız gerekir.
Ve ülkeye yapılan bunca hizmetin ve toplum yaşamına getirilen bunca kolaylığın görmezden gelinmesi gerektiğini ve demokrasinin sadece hakarete de varan eleştirilerden ve "Ak"a "Kara" demek içerikli muhalefetten ibaret olduğunu düşünüyorsanız, geçmişte aynı anlayışla hayatları karartılan eski seçilmişlere yapılan haksızlıkları da, onaylıyorsunuz demektir.
İdeolojik saplantılar
Bir gerçeği hiç unutmayalım. Seçilmiş iktidarı ve onun liderini desteklemek de, demokratik bir davranıştır. Eğer amacınız "Yıpratmak" değil de gerçekten eleştirip uyarmak ise, doğru bulduğunuz icraatı desteklemeniz eleştirilerinizi de etkili kılar.
Kısacası çok seslilik ve özgürlükçü demokrasi sadece muhalefetten ibaret değildir... İdeolojik saplantılarından ötürü kendilerini mutsuz hisseden bir azınlığa yalakalık yapmak ise, yurt ve dünya gerçeklerinden kopmakla sonuçlanır.