Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

İstanbul'un sade siyasetçileri değil şairleri de var

Hayat sadece siyasetten ve gerginlikten ibaret değil ki... Yaşamın renkleri arasında şarkı da var, şiir de var.
"İstanbul'da seçimi kim kazanacak" sorusuna kilitlendiğimiz kadar zaman zaman "İstanbul'u şiirleri ile kimler yerleştirmiş gönüllerimize" sorusunun cevabını da aramalıyız.
Bu ay İstanbul şiirlerinin şairi Yahya Kemal Beyatlı'nın 55'inci ölüm (1 Kasım 1958) yıldönümüydü.
Yahya Kemal'in ölümünü radyoda haberlerden duyduğumuzda, sofra başında yemek yiyorduk. Babamın gözlerinden iki damla yaş aktı, çatalını bıçağını tabağa bıraktı ve "Rindlerin Ölümü"nü okumaya başladı.
"Hafız'ın kabri olan bahçede bir gül varmış,/ Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle./ Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış,/ Eski Şiraz'ı hayal ettiren ahengiyle./ Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde,/ Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter./ Ve serin selviler altında yatan kabrinde, / Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter."

Hafız'ın kabrindeydik

Yıllar sonra dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'le İran'daydık ve Şiraz kenti de ziyaret programındaydı.
Bir öğleden sonra Hafız'ın ebedi uykusunu uyuduğu kabristanı ziyaret ettik. Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri olan şair-diplomat Fuat Bayramoğlu, Hafız'ın kabrinde Yahya Kemal'in "Rindlerin Ölümü"nü okurken babamı hatırlamıştım.
Yahya Kemal Tek Parti CHP'den milletvekili de olmuştu.
Asım Us "Hatıralar"ında, Atatürk'ün ölümü ertesinde kurulan Bayar hükümetine güvenoyu verileceği gün Yahya Kemal'in İstanbul'a giden trende görüldüğünü yazar. Yahya Kemal kendisine "Hükümete itimat oyu vermeyecek misin" diye soranlara "Onlar bana itimat etsinler, bu bana yeter" diye cevap verir...

Bir yaz gecesi
Çok zeki, sohbetine doyulmaz bir insandı. Bir ağustos akşamı Yeniköy'deki Sipahi Ocağı'nda Münir Nurettin Selçuk'un "Mehtap Konseri" vardı. Yahya Kemal, babam ve ben aynı masadaydık. Türkiye'de siyaset yapmanın zorluklarını, fıkralarla, anılarla o kadar güzel anlatmıştı ki... Bir yanda Münir Nurettin'in Mehtap Gazeli, bir yanda da bu güftenin yazarı Yahya Kemal'in anlattıkları hâlâ kulağımda...
Yahya Kemal olmasaydı, İstanbul bu kadar şiirsel bir kent olur muydu?
"Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!/ Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer./ Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!/ Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer./ Nice revnaklı şehirler görünür dünyada,/ Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan./ Yaşamıştır derim en hoş ve uzun rüyada/ Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan."

Biraz nefes almak...

Bir yaz günü Bebek'te ziyaret edeceği eve varmak için yokuş çıkan Yahya Kemal yorulur. Bir bakkalın önündeki sandalyeye oturur. Bunu gören bakkal dükkânından çıkıp şairin yanına gelir ve "Bir şey mi alacaktınız" diye sorar.
Yahya Kemal de "Evet, biraz nefes alacaktım" der.
Siyasetten uzaklaşıp şairlerin dünyasına kaçtığınızda sizler de biraz nefes alabilirsiniz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA