İzleyicilerin tüylerini diken diken edecek, uykularını kâbuslara boğacak bir korku ve dehşet filminin senaryosunu yazacak heyetin çalışmalarını izlediğinizi düşünün.
Bir odada toplanmışlar ve mesela bir cinayeti nasıl daha fazla dehşet verici görüntülerle zenginleştireceklerini tartışıyorlar.
Hayatında hiç cinayet işlememiş, hiçbir suç oluşturan eyleme katılmamış, özel yaşamlarında sevgiyi ve şefkati simgeleyen bir grup insanın, bu dehşet senaryosunu yazabilmek için ürettikleri düşünceleri duyunca "Profesyonel deformasyon"un ne demek olduğunu çok iyi anlarsınız.
Siyasette de bu tür mesleki çarpıklıklara her gün tanık olmaz mıyız?
Amatör siyaset senaristleri
Siyaset mesleğinin insanları mutluluğa ve istikrar ortamına kavuşturmayı amaçlamak yerine endişelere ve hatta korkulara sürüklemek gibi bir işlevi bulunduğunu düşünen senaristlerin senaryolarını, haberlerden, demeçlerden izlemiyor muyuz?
Özel yaşamlarında "Karıncaezmez" olarak nitelenen insanların önlerinde mikrofonu ve televizyon kameralarını görünce, nasıl saldırgan ve öfkeli kişiliğe büründüklerine defalarca tanık olmadık mı?
Siyasete "Barış" sloganıyla giren, meydan mitinglerinde güvercinler uçurarak barışı vurgulayan siyasetçilerin, sonunda miğferli posterlerinin rüzgârında kimliklerini değiştirdiklerini bile görmedik mi?
Şimdi mikrofon ve kamera gibi aygıtlara, bilgisayarın herkesin hizmetine açtığı sosyal medyanın iletişim imkânları da katıldı.
Bir bölüm profesyonel siyasetçi ve bunlara özenen amatör siyaset heveslileri, ülkenin ve toplumun hayatını korkulara ve dehşete nasıl boğacaklarını hayal ederek, her olayı senaryolarında çarpıtmaya çalışıyorlar.
Örneğin Kürt Realitesi'ni kalıcı ve demokratik siyasi çözüme bağlamayı amaçlayan "Barış Açılımı" mı gündemde?
Örneğin Türk ekonomisi tüm dünyanın alkışladığı istikrarlı bir gelişme çizgisine mi oturmuş?
Örneğin "İdeolojik Devlet" yapısının düzeltilmesi ve "Askeri Demokrasi"nin sona erdirilmesi için adımlar mı atılmış?
Önce Anayasa Referandumu ile sonra da Demokrasi Paketleri ile özgürleşme yolunda adımlar mı atılıyormuş?
Ve örneğin kaçırılan iki THY pilotunun sağ salim evlerine dönmeleri mümkün mü olmuş?
Güldüren senaryolar
Bütün bu gelişmelerin felaketlerin habercisi olduklarını, aslında PKK terörünün sağlıklı bir durumu yansıttığını ve canlanması gerektiğini, ekonominin bir gün mutlaka çökeceğini, pilotların da kirli pazarlıklarla kurtulduklarını işleyen senaryoları okumuyor muyuz?
Bereket siyasetin "Katılımcıizleyicileri" ni oluşturan "Seçmenler" bu tür senaryolara fazla rağbet etmiyor. Türkiye'nin büyük çoğunluğu bu ülkenin yarınına güven duyan insanlardan oluşmakta.
Kendilerini solcu zanneden faşistlerin, kendilerini liberal olarak sunan sokak eylemcilerinin ve seçimle iktidar olmak yerine partilerinin kongrelerine hakim olmakta tatmin duyan kifayetsiz muhterislerin senaryoları, büyük çoğunluğu ürkütmek yerine sadece güldürüyor.