Amerikan Başkanlık seçimlerinin son televizyon tartışmasını izlerken, dünyadaki tüm siyasetçilerin iki ana grupta değerlendirilebileceğini düşündüm.
Bu gruplardan birine "Laf ebeleri" diğerine de "İş ebeleri" giriyor.
Tabii ki laf ebelerine veya "Eleştirenler"e de ihtiyaç var demokrasilerde.
Ama eğer kronik bir laf ebesi siyasetçiyseniz, iktidar olduğunuzda da icraat yapmak yerine laf ebeliği yaparsınız.
Yönetiminde bulunduğunuz ülke ve toplum yerinde sayar.
Belki şu anda muhalefette olduğundan ötürü Romney, Başkan Obama karşısında laf ebesi gibi görünüyor.
Amerikan dış siyasetinin ele alındığı önceki akşamki tartışmada öyle şeyler söyledi ki, Romney'in laf ebeliği bir nevi tescillendi.
Örneğin ABD askeri gücünün eskisi kadar fazla olduğunu söylemek için "Donanmamızda eskisinden az savaş gemisi var" çizgisinde bir şeyler söyledi.
Obama avantajlı
Obama da buna cevap verirken "Evet, ordumuzda eskisinden daha az süngü ve atlı süvari de var" diyerek modern savaş teknolojilerinde, nükleer denizaltıların uçak gemilerinden daha etkili olduğunu anlattı. Romney, Obama'yı İsrail'i ikinci plana itmekle ve İsrail'i ziyaret etmemekle suçlayınca, Obama da Romney'in İsrail'e seçim kampanyasına yapılan parasal bağışları artırmak için gittiğini hatırlattı.
Bu son tartışma Obama'nın seçim şansını herhalde artırmıştır.
Başta söylediğim politikacı türlerine gelince... Biz laf ebelerini de, iş ebelerini de gördük. Genellikle Menderes- Demirel-Özal- Erdoğan çizgisi "İş ebeleri"ni simgeler.
Bu isimler arkalarında eserler bırakanlar grubundandır.
İcraat yerine belagat
Rahmetli Bülent Ecevit ise icraatı ile değil belagati ile hatırlanır.
Korkut Özal anlatmıştı.
Ay çiçeği rekoltesi düşük olduğundan margarin ve sıvı yağ üretimi yetersiz kalacağı için, sorunu o zaman Başbakan olan Ecevit'e aktardığında, Ecevit uzun bir konuşma yaparak tarım üzerindeki görüşlerini açıklar.
Aynı durumu Başbakan olan Demirel'e anlattığında ise o önce Merkez Bankası'nı arayıp ithalat için döviz rezervlerini kontrol eder, sonra da Ticaret Bakanı'nı arayıp ithalat yapılması için talimat verir.
1974'te İstanbul Belediye Başkanı CHP'li Ahmet İsvan döneminde çöpler toplanmadığı için halk çok şikâyetçiydi. TRT'deki canlı yayında İsvan'a "Neden çöpler toplanmıyor" diye sorduğumda "Yasalar çöplerin toplanmasına izin vermiyor" cevabını vermişti.
Kısacası laf ebeleri Boğaz'a neden köprü yapılmaması gerektiğini anlatırken, iş ebeleri köprüleri ve otoyolları birbiri ardınca yaparlar.
Temel farklar
Laf ebeleri "Türkiye turizm ülkesi olamaz, çünkü altyapı ve yetişkin kadrolar yok" derken, iş ebelerinin dönemlerinde Türkiye turizm tesisleriyle dolar.
Birileri "Türkiye'nin gelirleri yatırıma yetmiyor" derler. Diğerleri de o gelirleri artırırken, alt ve üstyapıyı yeniler.
Laf ebelerinin iktidarlarında zenginler daha zengin olur, karaborsa patlar, kuyruklar oluşur.
İş ebelerinin iktidarlarında esnaf tüccar, zanaatkâr sanayici olur. Anadolu Kaplanları meydana çıkar.
Herhalde bu yüzden de laf ebelerine halk "Sürekli Muhalefet" görevi verir...