Türkiye'nin bugünü dününden kesinlikle daha iyi değil mi? Anadolu kentleri endüstri merkezleri olmakta. Anadolu'yu otoyollarla örmedik mi?
Düşünce ve siyaset hayatında da tarihte rastlamadığımız sınırsız alanlara yelken açmaktayız.
Tabular birer birer buharlaşıyor. Konuşup tartışmadığımız hiçbir konu ve sorun yok gibi.
"Geri kalmışlık" denilen ve adeta bir kader biçiminde kabul edilen o konumdan çıkmaktayız.
Türkiye şu anda dünyanın en gelişmiş 20 ülkesi arasında yer almakta. 2023'e dönük hedef de en gelişmiş ilk 10'un arasına girmek.
Ancak öyle gergin bir ruh hali var ki düşünce ve siyaset hayatında, "Bütün bu olumlu gelişmeler toplum yaşamına hiç mi yansımıyor" diye düşünüyorsunuz.
Gerginliğin kaynağı
Bereket artık bu gerginliğin kaynağını da öğrenmiş bulunuyoruz.
Meğer bu gerginliğin sebebi kentlerdeki GSM baz istasyonlarıymış.
Haberi okumuşsunuzdur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu baz istasyonlarının uzun zaman diliminde insan sağlığına zarar vereceği ve "İnsanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yarattığı" için kaldırılması kararı veren yerel mahkeme kararını oy çokluğuyla onamış.
Bu nihai karara neden olan süreç evinin önünde baz istasyonu olan bir kişinin Ankara'da açtığı dava ile başlamış.
Psikolojiyi bozuyorlarmış
Yerel mahkeme her gün konutundan çıkıp evine dönen ve günün uzun süresini evinde geçiren davacının ve aile bireylerinin, baz istasyonu ile karşı karşıya kalmasının psikolojilerini olumsuz etkileyeceğinin doğal bir sonuç olduğu kararına varmış...
Bu kararda, davacının kızının lenf kanseri olduğunun altı çizilerek, buna rağmen baz istasyonuyla karşı karşıya yaşamak zorunda bırakılması hatırlatılıp haberleşme hakkının "bireyin konutunda huzurlu ve sağlıklı yaşama hakkından üstün tutulamayacağı" vurgulanmış.
Karara itiraz edilmesi üzerine Yargıtay 4'üncü Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını yerinde bularak onamış.
Ancak davalı GSM şirketinin karar düzeltme talebinde bulunması üzerine dosyayı yeniden görüşen Yargıtay 4'üncü Hukuk Dairesi, bu kez eski kararının tersine bir karar değişikliğine giderek, yerel mahkemenin kararını bozmuş.
Nihai karar
Bozma gerekçesinde ise baz istasyonunun şehir dışına çıkarılması halinde sinyallerin abonenin cep telefonuna ulaşması için çok yüksek elektromanyetik dalga oluşturması gerekeceği vurgulanmış. Ancak ilk kararı veren yerel mahkeme Yargıtay'ın bozma kararına uymayıp ve kararında direnme kararı alınca dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun gündemine gelmiş.
ANKA'nın haberine göre de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu baz istasyonlarının uzun zaman diliminde insan sağlığına zarar vereceği ve "İnsanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yarattığı" için kaldırılması kararı veren yerel mahkeme kararını oy çokluğuyla onamış.
Sınır dışı edilmeliler İçiniz
rahatladı mı?
Baz istasyonları bu karar ertesinde şehir dışına taşınacağı için, düşünce ve siyaset hayatımızdaki tedirginlik ve ümitsizlik sona erecek demektir.
Bir endişemiz var.
Bu gerginlik ve ümitsizlik kent dışına taşınacak baz istasyonları ile ya kırsal kesim insanlarına aktarılırsa ne yaparız?
En doğrusu bu baz istasyonlarını sınır dışı etmek değil midir?