Gazeteciyi bekleyen en ciddi tehlikelerden biri de "Kullanılmak"tır. Uzun yılardır sürdürdüğüm bu meslekte, bana "Sızdırılan" belgeleri, duyurulan "Durumlar"ı düşünüyorum.
Bunlardan bazıları, hiçbirimizin anlayamadığı sorunların içyüzünü ve sorumlularını açığa çıkarmaya yeterliydi.
Ama ne ölçüde "Doğru"yu ve "Gerçek"i yansıtıyorlardı, bilinemez.
Bu gibi durumlarda mesleğin hep o temel kuralını hatırladım...
- Hiçbir haber hiçbir gazeteciye gökten inmez. Haberleri gazetecilere birileri verir. İyi gazeteci o haberin kendisine neden verildiğini bilen gazetecidir.
Üretilmiş haberler
Siyasette de, bürokraside de, iş dünyasında da kıran kırana bir rekabet ve hatta ölesiye kavgalar vardır.
Bazı haberleri taraflardan biri, rakiplerini zor durumda bırakmak için üretip size vermiş de olabilir.
Siz yayınladığınız o "Atlatma haber"le farkında olmadan bir kavganın taraflarından biri tarafından kullanılmış da olabilirsiniz.
"Araştırmacı gazetecilik yapıyorum" zannederek bu tür kullanılmalara konu edilen sayısız meslektaşımızın, bazen bir siyasi hizbin, bazen polisin, bazen askerin, bazen de bir büyük holdingin sözcüsü konumuna düştüklerini görmedik mi?
Bu durum bugün için de geçerli olabilir.
Çok konu var
"Yargı-MİT" gerginliğinin, "AK Parti-Cemaat" zıtlaşmasının ve "Türkiye-İsrail" uzlaşamazlığının yansımalarını bazen dedikodularla, bazen de haber-yorumlarla izliyoruz.
Bu gibi tam olarak açıklığa kavuşamayan konularda bazı meslektaşlarımızın varsayılan gerginliklerde bir tarafın sözcüleri gibi davrandıklarını da gözlemekteyiz. Belli ki onlara birileri bu konularda "Bilgi" vermekte.
Turan Güneş'in bir gözlemini yine hatırlıyorum.
- CHP'de ileri gelenler ve ileri gidenler vardır, demişti rahmetli siyaset filozofu bir gün...
Bizim meslekte de "İleri gelen" olmak için "İleri giden" ve kullanılan gazetecilerin, başlarına neler geldiğini yıllardır görmüyor muyuz?
Bilinçsiz taraflar
Piyango bileti almadan yıllarca büyük ikramiyenin kendisine çıkmasını bekleyen Temel gibi, siyasete girmeden iktidar olmayı bekleyenlerimiz yok mu?
Büroların iktidar kavgasında bilmeden bir bürokratın yanında yer aldıkları için başlarına olmadık belalar açılan gazetecileri, farkında olmadan cunta sözcüsü konumuna düşen meslektaşlarımızı görmedik mi?
Hiç unutmayalım... Osmanlı'da oyun bitmez!
Bu oyunlarda farkında olmadan "Taraf" konumuna düşmekten kaçınmalıyız.