Televizyonda hava durumuna ilişkin haberleri izleyen minik Ayşe, mutfaktaki annesine koşar...
-Anneciğim, balkonlardan öldürücü soğuk dalgası geliyormuş, der...
Dil bilgisi ve yaşam deneyimi çok az olan bir miniğin "Balkanlar"ı "Balkonlar" diye anlaması doğaldır.
Ama bunca deneyim yaşamış ve her biri adeta siyasal bilimci olmuş bunca yorumcunun, siyasetçilerin her cümlesine takılıp, bunların tümünü gerçek düşünceleri yansıtıyorlarmış gibi değerlendirmeleri daha çocukça bir davranış değil midir?
Siyasetin hiç unutmamamız gereken gerçekleri var.
Birincisi siyasetçiler diğer insanlara benzemezler.
Rahmetli Turan Güneş "Bizim vücut salgılarımız bile farklıdır" derdi.
Farklı ilişkiler
İkincisi,siyaset dışı mesleklere mensup insanların birbirleriyle ilişkileri ile siyasetçilerin birbirleriyle ilişkileri çok farklıdır.
1975'te 1'inci Milliyetçi Cephe Koalisyonu kurulurken, Demirel'e sormuştum:
- Koalisyon kurmaya çalıştığınız partilerin sözcüleri yakın geçmişte sizin hakkınızda çok ağır sözler söylediler. Bunlarla nasıl bir araya gelebileceksiniz? Demirel bu sorumu gülerek dinlemiş ve şu cevabı vermişti:
- İki asker veya iki doktor ya da iki gazeteci birbirlerine hakaret ederlerse, bir daha görüşmezler. Ama bir gün birbirlerine hakaret eden siyasetçiler ertesi gün kol kola giremezlerse, demokrasi yürümez...
Koalisyonlar nasıl kurulur?
Demirel'in bana hatırlattığı bu gerçeği bir Fransız özdeyişi "Cumhuriyetin hafızasının güçlü, demokrasinin hafızasının da zayıf olması gerekir" şeklinde formüle eder.
Aktif siyasetin dışında bulunan ama kendilerini siyasetin içinde sanıp bir tarafa yakınlık hisseden yorumcuların bu gerçekleri unutmamaları gerekiyor.
Birbirlerine en karşıt siyasi kampları simgeleyen Ecevit ile Bahçeli koalisyon kurabiliyorlar.
Ama onların geçmiş kavgalarına taraf olan yorumcular, birbirleri ile kan davalıymış gibi, kendilerini meslektaşları ile nefret dolu ilişkilere mahkûm ediyorlar.
Bugün de durum farklı mı sanki?
Erdoğan'ı en ağır ifadelerle konuşmalarına konu eden Deniz Baykal, şimdi aile boyu ziyaretler yapıp, Erdoğan'la dertleşmiyor mu?
Aynı Baykal, Erdoğan'ın siyasal haklarına kavuşması için Anayasa değişikliğinde AK Parti'nin yanında yer almamış mıydı? Şimdi de Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasındaki söz düellolarına kapılanların, kendilerini aktif taraf konumuna koymaktan kaçınmaları şarttır.
Siyasetin sonuçları
Eski ABD Başkanı Nixon "Bir siyasetçinin siyasi olmayan konuşma yapması mümkün değildir" demiş zamanında.
Bir de müteveffa Çin lideri Mao'nun şu sözünü hatırlayalım:
- Siyaset kan dökülmeyen savaştır, savaş ise kan dökülen siyasettir. Kısacası kendimizi siyasetçi zannedip, siyasetçilerin her cümlesine kaptırmayalım kendimizi.
Özellikle de siyasi kamplaşmaların güncel rüzgarına kapılıp, arkadaşlıklarımızı ve mesleki birlikteliklerimizi ziyan etmeyelim.
1871-1945 arasında birbirleri ile boğaz boğaza üç kez savaşan Fransa ve Almanya'nın şimdi ortak para birimi euroyu kullanmaları, siyasetin eseri değil midir?