Tarihimizle yüzleşmeye, ayıplı davranışlarımızdan ötürü devlet adına özür dilemeye hazırız.
Ama şike konusu gündeme gelince ve eğer tuttuğumuz spor kulübünün karıştığı durumlar söz konusu ise, yüzleşmek yerine yüzsüzleşmeyi yeğ tutuyoruz.
Yeni ve daha özgürlükçü bir anayasa yapmak için bir türlü sağlanamayan partiler arası uzlaşma, "Şike Yasası" gündeme gelince anında gerçekleşiyor.
Tutukluluğun ceza yerine geçmesi, düşünce açıklamanın örgütlü suç fiili sayılması, yayınlanmamış kitabın bile suç delili olarak kabul edilmesi gibi ayıplı durumlar üzerinde konuşurken, mangalda kül bırakmıyoruz.
Ama bu uygulamaları mümkün kılan Ceza Yasası'ndaki ve Terörle Mücadele Yasası'ndaki düzeltici değişiklikler için, nedense kimse parmağını oynatmıyor.
Acaba çözüm, her problemli konuyu "Şike"ye iliştirip, bunları düzeltmek için TBMM'de uzlaşmalar sağlamak mıdır?
Şike lobisi
İhsan Dağı Zaman'daki yazısında "Şike lobisi"ne değinerek şöyle demişti dün:
"- Şike yasası yetmez, şikenin anayasasını yapın. Meclis'teki dört partinin uzlaşması gerekiyormuş anayasa yapmak için. Bu sizin için zor değil. Gösterdiniz gücünüzü. Biraz daha zorlayın, anayasa yapın, kendinizi garantiye alın.
- Böylece memleketimiz sayenizde yeni bir anayasaya da kavuşur. Siyasi partiler de seçim öncesi vermiş oldukları sözü tutmuş olurlar... 'İyi ama kim bunlar? Nerede bulacağız bu şike lobisini ki anayasayı onlara yaptıralım?' demeyin. Şike yasası için uzlaştırdıkları siyasi partilere sorun, onlar biliyor olmalılar..."
Aynı filmi hiç ara vermeden günlerdir izleyen Temel'e "Bu filmde ne buluyorsun ki" diye sormuşlar.
Gülmüş...
- Bir kumsalda bir kadın mayosunu giymek için soyunurken, tam o sırada bir tren geçiyor ve görüntü kapanıyor. İşte o tren rötar yaparsa diye o filmin oynadığı sinemaya her gün gidiyorum, diye cevap vermiş...
Rötarsız trenler
Belirli durumlar söz konusu olduğunda siyasi uzlaşmalar treninin hiç rötar yapmayacağını biliyoruz artık.
Bu durumlara şimdi "Şike" de eklendi.
Düşünün ki İstanbul sermayesi bile rahatsız bu durumlardan...
28 Şubat postmodern darbesinin payandalarından biri olan TÜSİAD bile bugün TBMM'deki AK Parti çoğunluğuna "Artık siz de özgürlükçü olun" mesajı vermek durumunda.
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner'in, Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı'nda yaptığı konuşmayı izlediyseniz bazı vurgulamaların gözünüzden kaçmış olması mümkün değildir.
Bu ayıp herkese yeter
Örneğin şu cümleyi TÜSİAD'dan bile duymak ayıbı herkese yetmez mi:
"- Umuyoruz ki, Terörle Mücadele Yasası, Ceza Yasası gibi yasalarda gerekli değişiklikler yapılır ve yeni anayasa yapım sürecini de kolaylaştırıcı adımlar atılmış olur."
TÜSİAD Başkanı, iddianamelerin somut kanıttan çok demokratik hukuk devletlerinde örneği görülmeyen gizli tanıklık ifadelerine yaslanarak hazırlanmasının, sanıkların özel yaşamlarının telefon kayıtlarından sızdırılmasının olağan sayılmasının altlarını çizdi.
Küçücük bir kız çocuğuna insafsızca tecavüz edenlerin "Rıza" ve "İyi hal" öne sürülerek en düşük cezalarla neredeyse ödüllendirilmelerinin ve kadına yönelik şiddetin cinnet boyutlarına gelmesinin, "Model ülke" olma iddiasındaki bir Türkiye'ye yakışmayan kareler olduğuna dikkat çekti dünkü konuşmasında.
Dünya böyle değişti kısacası...