Hükümetlerin yeniden yapılandırılmasına ilişkin kararlar genellikle seçim sonrasında yeni Bakanlar Kurulu oluşturulurken alınır ve açıklanır.
Başbakan Erdoğan bu kararı seçimden önce açıkladığına göre, seçim sonucunu beklemeye gerek görmüyor.
"Yeni Bakanlıkların Kurulmasına, Bakanlıkların Birleştirilmesine ve Devlet Bakanlıklarının Azaltılmasına İlişkin Kanun Hükmünde Kararname"
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından önceki gün imzalandığına göre, Çankaya'nın da seçim sonucu konusunda bir kuşkusu yok.
Galiba seçim sonucunun bilinemeyen yanı oy oranları ve AK Parti'nin TBMM'de sahip olacağı milletvekili sayısıdır.
Eğer bunlar da bilinebilseydi, Başbakan belki yeni Anayasa taslağının maddelerini de açıklardı. Bakanlar Kurulu'nun yeniden yapılandırılmasına gelince.
İcracı bakanlara yardımcı
Bu konudaki en çarpıcı yenilik bence "Bakan Yardımcısı" diye bir yeni görevin oluşturulmasıdır.
Başbakan "Bakan Yardımcılığı"na ilişkin olarak şöyle konuştu:
"- Artık bakan yardımcılığı görevi ihdas ediliyor. Yani her bakanla müsteşar arasında bir bakan yardımcılığı ihdas edildi. İcracı bakanların her birine, birer bakan yardımcısı atanacak. Yani 20 tane altını çiziyorum milletvekilleri dışından, atama yoluyla görevlendirilecek, milletvekili olmayacak. Bu yardımcılar, hükümetle gelecek ve hükümetle gidecek, yani bir memur gibi değil. Süresi böyle, hükümetle gelecek hükümetle gidecek. Bakan yardımcıları, işlerinin uzmanı, sektörü bilen, bakanlık faaliyetlerinin daha verimli ve süratli yürütülmesini sağlayacak kişilerden seçilecek. Özel sektörden de bu makama atama yapılabilecek."
Türkiye'de 1937 yılındaki Anayasa değişikliğinde "Siyasi Müsteşarlık" diye bir makam oluşturulmuştu.
Bu müsteşarlar dışarıdan değil doğrudan TBMM üyesi milletvekilleri arasından atanırdı.
Mesela başta İngiltere olmak üzere pek çok ülkede buna benzer bir uygulama vardır.
"Koltuksuz Bakan" (Minister without Portfolio) diye bilinen bu makamın sahipleri milletvekilleri arasından seçilir.
Bunların icrai güçleri yoktur.
Uzman danışman
Ana görevleri parlamento ile hükümet arasındaki ilişkileri sağlıklı sürdürmektir.
Bizim 1937 Anayasamızdaki milletvekili- siyasi müsteşarlar ise, İcra üzerinde Tek Parti iktidarının egemenliğini kanıtlamakla görevliydiler. Başbakan Erdoğan'ın "Yenilik" olarak açıkladığı ve parlamento dışı kişilerin istihdam edileceği "Bakan Yardımcılığı" makamının gerçek işlevi, galiba "Uzman danışman"lık gibi bir şey olacak.
Acaba bunlar Bakanlar Kurulu toplantılarına girebilecekler mi? Bakan yardımcısını Başbakan mı yoksa Bakan mı belirleyecek?
Bunlar Bakana "Hayır" diyebilecekler mi?
Yine de bizim topluma özgü bir protokoler durum kapsam kazanacaktır bu bakan yardımcıları ile.
Hepimizin bildiği gibi, hayatının bir döneminde bakan, belediye başkanı, müsteşar veya daire başkanı olarak kamuda görev yapmış kişilere aradan yıllar geçse ve bunlar emekli olsalar da, "Sayın bakanım", "Sayın başkanım", "Sayın müsteşarım" diye hitap edilir. Şimdi bu hitaplara bir de "Sayın bakan yardımcım" eklenecek demektir. "
G.Kurmay Başkanı Yardımcısı..."
Neyse... Bizim açımızdan, yani gazetecilik için olumlu bir gelişme.
Demek ki seçimden sonra "Kimler bakan yardımcısı olacak" içerikli bir spekülatif arayışın içine de gireceğiz.
Bu da siyasi haberlerin daha bol isimli ve resimli olmasını, dedikoduların haberlerle daha fazla kaynaşmasını sağlayacaktır.
Bir başka durumu da hatırlatmadan konuyu noktalamayalım. Eğer Anayasa değişikliğinde Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanı'na bağlanmazsa, Milli Savunma Bakanları'nın konumları da fiilen "Genelkurmay Başkanı Yardımcısı" olarak kalmaya devam edecektir.