Türkiye'nin eksiksiz demokrasiye ve hukukun üstün olduğu bir siyasal rejime ne kadar zamanda geçebileceğini kim bilir kaç yıllardır tahmin etmeye çalışıyoruz.
İnançlara da, özel yaşamlara da saygının egemen olduğu, farklılıkların zenginlik olarak görüldüğü, çok sesliliğin diyalogu ve uzlaşmayı da içerdiği, kimsenin kimseyi susturmaya hatta yok etmeye çalışmadığı bir Türkiye...
Bu açıdan bakınca "Zaman" gerçekten göreceli bir olgu...
Uzun yıllar faşizmle yönetilmiş İspanya veya Portekiz için böyle bir mesele yok şimdi.
Ya da eski Demir Perde ülkeleri için bugün çoğulcu demokrasiye sahip olmak veya Avrupa Birliği üyeliği günlük yaşamın öğeleri artık.
Bu ülkelerden çok önce çok partili demokrasiye geçmiş olan Türkiye'de ise hâlâ eksiksiz demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne geçiş için zamana dayalı tahminler yapılmakta.
Antik Yunan filozoflarına göre insanların tükettiği en değerli şeymiş zaman.
Zaman geride kalınca
Bunu bizler de biliyoruz.
Yaşanan bir an geride kaldığında bunun ne kadar uzak ve artık ulaşılamayacak bir zamanı ifade ettiğinin hepimiz farkında değil miyiz?
Ama bile bile anlamsız ve içi boş gerginliklerle boşuna geçiriyoruz çoğu zamanımızı.
Geçmişte defalarca kavgasını yapıp çözüm üretemediğimiz sorunları sakız gibi çiğneyerek yarınımızı da dünümüze benzetmekten bir nevi zevk alıyoruz.
Oysa bırakın insanları, devletleri ve toplumları, "Dünya" dahil uzaydaki yıldızların bile zamanla ölçülen bir ömürleri vardır.
Dün gazeteport.com.tr'de Dünya'dan 640 ışık yılı uzaklıktaki Orion Takımyıldızı'nın (Avcı Takımyıldızı) parçası olan "Betelgeuse" yıldızının, ömrünün sonuna yaklaştığı ve patlamasının beklendiği haber yapılmıştı.
Düşünün ki bu Betelgeuse yıldızının çapı Güneş'in 600 katıymış.
Dev bir yıldız ölüyor
Betelgeuse o kadar büyükmüş ki Güneş'in yerine konulacak olsa, yıldızın dış atmosferi Güneş sisteminin beşinci gezegeni olan Jüpiter'in yörüngesini bile içine alırmış... Merkür, Venüs, Dünya ve Mars da yıldızın içinde kalırlarmış.
Büyüklüğü, sıcaklığı ve kızılötesi ışıması açısından Betelgeuse, Güneş'ten 60 bin kat daha parlak bir yıldızmış.
İşte kozmik ölçülerle "Dev" olan bu yıldızın çekirdeğindeki neon, magnezyum, sodyum ve silikon gibi elementler demire dönüşmüşler. Yani yıldız enerjisini tüketmiş ve patlayıp yok olma (veya süpernova'ya dönüşme) noktasına gelmiş.
Astronomlar şimdi tam zamanı saptanamayan bu patlamayı bekliyorlarmış.
Betelgeuse patladığında geceleri bunu bir dolunay kadar berrak görecekmişiz. O kadar parlak bir ışık salınacakmış ki, dünya gecelerinde nesnelerin gölgesi de olacakmış.
Yani bu patlama sürecinde dünya iki güneşli olacakmış gibi bir durum çıkacak ortaya.
Avustralya'da Güney Queensland Üniversitesi'nden fizikçi Brad Carter, patlamanın ya 2011 yıl sonundan önce ya da gelecek milyon yıl içinde herhangi bir zamanda da gerçekleşebileceğini söylemiş.
Hangisi daha önce?
Ne dersiniz?
Acaba bu yıldız mı daha önce patlayıp yok olacak, yoksa Türkiye mi daha önce eksiksiz demokrasiye geçecek?
Biraz derin düşünürseniz önemli olanın yaşama veya bir şeye (mesela çoğulcu demokrasiye) başlamak olmadığını, zamanı anlamsızca tüketmeden bunun sonunu getirebilmenin daha önemli olduğunu görürsünüz.
Bu gerçeği belki Orhan Veli'nin "Birdenbire" şiirini hatırlayarak daha iyi kavrayabilirsiniz...
"Her şey birdenbire oldu./ Birdenbire vurdu gün ışığı yere;/ Gökyüzü birdenbire oldu;/ Mavi birdenbire./ Her şey birdenbire oldu;/ Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;/ Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire./ Yemiş birdenbire oldu./ Birdenbire,/ Birdenbire;/ Her şey birdenbire oldu./ Kız birdenbire, oğlan birdenbire;/ Yollar, kırlar, kediler, insanlar.../ Aşk birdenbire oldu,/ Sevinç birdenbire."