Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Gerçekten kızlar 16-17 yaşında evlenmeli midir?

İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad "Kızlar için evlilik yaşı 16-17, erkekler için de 20 olmalı" demiş.
Cumhurbaşkanı, İran'da şu anda kızların ortalama evlilik yaşının 24-26 arasında olmasını da eleştirmiş.
Ajans haberlerine göre Ahmedinecad'ın kızlar için evlilik yaşını 16-17 olarak uygun gördüğünü söyleyen sözleri, devletin sahibi olduğu "Cam-ı Cem" de yayınlanmış.
Bir insan bir ülkeye cumhurbaşkanı olunca, neden kendisini her konuda söz söylemeye ehil görür acaba?
İnsanın ortalama ömrünün 40-45 olduğu, eğitimin kitlelere açılmadığı geçen yüzyıllarda, evlilik yaşının düşük olması doğaldı.
Neticede insanlar evlenip en fazla 20 yıl falan birlikte yaşarlar, çocuk sahibi olurlar ve ölürlerdi.
Şimdi 16 yaşında evlenen bir genç kızın, aynı dönemi eğitim görerek geçiren ve sonunda meslek sahibi olan hemcinsleri karşısında nasıl aşağı bir düzeyde kalacağını görmez mi ki Ahmedinecad?

İran böyle bir ülke mi?
Daha kendisi çocukken acaba doğuracağı çocuklara ne verebilir ki 16-17 yaşındaki bir kız?
Açıkçası İran gibi tarihi, kültürü, birikimi ile dünya uygarlığında iz bırakmış bir ülkenin Cumhurbaşkanı'nın 21'inci yüzyılda, aklına gelen tutarlı tutarsız her sözü söylemeyi mümkün görmesi acıklıdır.
Bu bakımdan Ahmedinecad'ın evlilik yaşı üzerindeki anlamsız çeşitlemelerini unutmaya çalışmamız ve şu "Cam-ı Cem"e dönmemiz daha doğrudur.
İran edebiyatına ve kültürüne aşina olanlar "Cam-ı Cem"in "Cemşit'in kadehi" olduğunu bilirler.
Cemşit İran'ın şarabı bulduğu varsayılan efsanevi kralıdır. Cam-ı Cem de onun kadehidir.

Neden Cam-ı Cem?
İçki içmenin yasak olduğu İran'da şarap kadehi de demek olan Cam-ı Cem, neden devletin yayın organının da adı olmuş acaba?
Çünkü yine efsaneye göre Cemşit kadehine bakınca her şeyi ve her yeri görebilirmiş.
Bu açıdan bir televizyon kanalına Camı Cem adı vermek anlamlı olabilir.
Fars Dili ve Edebiyatı uzmanı Prof. Dr.
Nimet Yıldırım bu kadehin öyküsünü şöyle anlatır: "- Cemşîd'ten sonra bu kadeh Keyhusrev'e, ondan sonra da Dârâ'ya miras kalmıştır.
Cemşîd'in şarabı ve Câm-i Cem'i icadından dolayı, tasavvuf edebiyatında şarap kadehi ve şarap içme, bütün varlık sırlarını gösteren "câm-i cihânnumâ" gibi bütün sırları insana açıklayan, bildiren bir iksir olarak kabul edilmektedir. Mutasavvıflar genellikle "Câm-i Cem" ya da "câm-i cihânnumâ" "gönül"e benzetirler."
Bizim Divan edebiyatında da yerleşik biçimde kullanılan bir öğedir bu Cam-ı Cem.
Nefi'nin Hacı Arif Bey'in Rast'tan şarkılaştırdığı kasidesini bilmez misiniz mesela?
"Esdi nesim-i nev-bahâr açıldı güller subh-dem
Açsın bizim de gönlümüz sâki medet sun câm-ı Cem"
Ahmedinecad kızların evlenme yaşını küçültmeyi önereceğine, keşke "Cam-ı Cem"e bakıp dünyayı ve çağın gerçeklerini anlamayı deneseydi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA