Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Değişim ve dönüşüm süreci çok uzun süredir var...

Tophane'de bir grubun resim sergisi basması, tabii ki çeşitli boyutlarıyla ele alınması gereken bir olaydır.
Bu işin polisiye boyutunun sonuçlarını hepimiz bekliyoruz.
Bir diğer boyutu arkadaşımız Emre Aköz "Kentsel dönüşüm"ün toplumdaki çeşitli kesimlere yansımaları açısından ele almıştı.
Galerici-bakkal gerginliği açısından da bu olay tabii ki irdelenmeli.
Bunun yanında geleneksel mahalle yaşamı dünyalı modernizmle karşılaşınca neler olabileceği de, Tophane olayı üzerinden incelenebilir.
Bazıları da bunu "Mahalle Baskısı"nın bir laboratuar çalışması biçiminde ele alabilirler.
Veya yaşamımızın her alanındaki dualizmin, zaman zaman böyle olaylara dayanmasının kaçınılmazlığı da vurgulanabilir.
Aslında tüm bu olguları hem siyasal hem de toplumsal yaşamımızdaki yansımaları ile görmüyor muyuz?
Uydularla dünyanın her çeşit televizyon kanallarına ve internetle global ölçekteki bireysel dünyalara bile girebildiğimiz bu zamanda, bakıyorsunuz ekranlardaki yerli diziler üzerinde bile "Ahlak elden gitti" veya "Sansürcü zihniyet hortladı" benzeri kamplaşmalar yaşanmıyor mu? "

Aşk"ın devreye girişi
"Şeriat geliyor"
a karşı "Din elden gidiyor"a benzeyen kamplaşmalar var yerli diziler üzerinde.
Bu kamplaşmaların merkezinde ise kadın-erkek ilişkileri ve "Aşk"ın her çeşidi bulunmakta.
Bu açıdan "Aşk" da çağdaş insancıl anlamı ve tarihsel boyutu ile ele alındığında toplumumuz için "Laiklik" gibi yeni bir olgudur.
Bu konuda Alan Duben'le Cem Behar'ın ortak çalışmaları olan "İstanbul Haneleri" kitabında çarpıcı bilgiler ve gözlemler bulabilirsiniz (İletişim Yayınları).
Buna göre Osmanlı'nın son döneminde özellikle Fransız Devrimi ertesinde bizi de etkileyen "Özgürlük" (Liberte) benzeri düşüncelerle beraber, geleneksel kadın- erkek birlikteliklerine "Aşk" da (Amour) giriyor.
Geleneksel aile yapısını da, "Adet-i milliyemiz olan" görücü usulü ile evlenmeleri de etkiliyor aşk.
Jön Türk romantizmindeki "Hürriyet aşkı"nın yanına mesela Şinasi'nin "Şair Evlenmesi"nde olduğu gibi "Aşk evliliği" de katılıyor.

Aşk-ı Memnu olayı

Aşkı konu alan tercüme romanlara Ahmet Mithat Efendi'nin, Halit Ziya'nın yapıtları ekleniyor.
Yayınlanmasının üzerinden yüz yıl geçmesine karşın, hepimiz "Aşk-ı Memnu" nun evli Bihter'inin evlilik dışı ve aile içi aşk arayışlarını yine bir çeşit şaşkınlıkla izlemedik mi televizyon dizisinde?
Veya Recaizade Ekrem'in "Araba Sevdası"nın kahramanı Bihruz Bey'in sürekli aşkı (l'amour) aramasının da dizisi yapılsa, yine çarpılmaz mıyız?
Tophane'deki iki farklı kesimin farklı nedenlerle birbirlerini anlamamalarına benzer biçimde, toplumun değişik katlarında da değişimin ve dünyalılığın getirdiği olgular karmaşık anlayışsızlıklara neden olmamış mıdır?

Hayat tarzına müdahale

Aynı toplum hem töre cinayetlerinin, hem en özgür kadın-erkek ilişkilerinin hem haberlerini, hem de dizilerini izlemekte.
Toplumdaki her kesim "Hayat tarzına müdahale tehlikesi"ni farklı biçimde algılamıyor mu?
Başı örtülü genç kıza üniversite kapısını kapatmak da, içki içeni hırpalamak da toplumun gündemindeki rahatsızlık konuları değil mi?
Herhalde bizim yapabileceklerimizin arasında "Olayı anlamaya çalışmak" da bulunmalıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA