Ertuğrul Özkök Hürriyet'teki dünkü yazısında bana teşekkür etmiş.
Şöyle demiş: "Meslektaşım Mehmet Barlas'a teşekkür ediyorum. Bir yanlışımı düzeltti. Ben, eski gazetecilerin "gammazlık" yapmadığını yazmıştım. Meğer eskiden de gammaz gazeteciler varmış.
27 Mayıs askeri darbesinden sonra bazı gazeteciler gammazlık yapmış. 28 Şubat'ta da yapan olmuş.
Eh demek ki, bugünkü gammazların da mazereti varmış.
Mehmet Barlas beni bir yanlıştan; bugünün gammazlarını da yalnızlıktan kurtardı. Hepimiz teşekkür borçluyuz."
Bu açık teşekkürü okurken, ben de Ertuğrul Özkök'e teşekkür etmem gerektiğini düşündüm.
Çünkü "Gammaz" konulu yazılarında "Gammazcı" diye bir kelimeyi kullanıyordu.
Arapça kökenli bu kelimeyi (Gamz) böyle aylarca yanlış kullanmasının sonunda mesela "Bakkalcı", "Kasapçı", "Berberci" gibi kelimeler de türetebilirdi.
Öğrenmenin sonu yoktur
Ya da bakarsınız kendisini anlatırken "Yazarcı" derdi.
Belki Hakkı Devrim uyardı onu.
Ama sonunda yanlıştan döndü ve "Gammazcı" demeyi bıraktı.
Nasıl 27 Mayıs'ta da meslektaşlarını gammazlayanların bulunduğunu 50 yıl gecikmeli öğrenip bundan ötürü bana teşekkür ettiyse, ben de ona sonunda dilimizi doğru kullanmaya başladığı için teşekkür ediyorum.
Güncel duruma gelirsek.
"Gammaz" sadece "Muhbir" veya "Söz taşıyıcı" ya da "Ara bozan" anlamına gelmiyor.
"Gammaz" aynı zamanda "Fitneci" veya "Entrikacı" anlamında da kullanılıyor.
Meslektaşım Ertuğrul Özkök kelimeyi doğru kullanmaya başladığına göre, bu kelimenin anlamını da tüm boyutları ile değerlendirebilir artık.
Mesela onu guruları olarak benimsemiş yazarcılardan oluşan fitneci bir çetenin medyada var olup olmadığını ele alabilir.
Mesela sit-com gazeteciliğinin fitne ve entrika üretimindeki rolünü de ele alabilir.
"Darbeciler" veya "Ulusalcılar" yerine "Liberaller"e takıntılı olmanın sonuçlarını değerlendirirken, bunun anti-demokratik ve medyatik gammazlamalara yol açıp açmadığını irdeleyebilir.
Bu durumu Ahmet Kaya için atılan manşeti ele alarak değerlendirebilir mesela.
Bunları yaparsa ona bir kez daha teşekkür ederim.