Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Kıssadan hisseler olayın kendisinden daha önemlidir..

Sol gözü siyah bir bantla kapalı, sağ elinin yerinde bir çengel bulunan ve tek bacağı tahtadan bir Karayip korsanı, bardaki tezgâhın başında içki içenlerle sohbet ediyormuş.
Biri korsanın vücudundaki eksik organların öyküsünü merak etmiş.
Korsan da anlatmaya başlanmış:
-Bir deniz çatışmasında isabet eden bir top mermisi ile bacağımın biri koptu. Bir başka deniz çatışmasında da bir kılıç darbesi ile sağ elim bileğinden ayrıldı...
Dinleyenlerden biri "Peki sol gözünü nasıl kaybettin" diye sormuş.
Korsan acı acı gülüp onu da anlatmış:
-Sağ elimin yerine çelik bir çengel takıldığı günün ertesinde sol gözüme sinek konmuştu. Elimin yerinde bir çengelin bulunduğunu unutup, sineği kovdum.
Kıssadan hisse:
Geçmişte yaşadıklarınızı unuttuğunuz takdirde, düşmanlarınızın vereceği zararlardan daha fazlasını siz kendinize verebilirsiniz.
Yukarıdaki fıkrayı rakiplerini bertaraf etmek için onları gizlice dinlerken sonunda kendileri de gizli dinlemeye kurban edilenlere ithaf ediyorum.

Unutulmaz
İmam köy camisinde namaz kıldırırken midesi bozulmuş ve sesli biçimde yellenmiş. Bu kaza öylesine üzmüş ve utandırmış ki onu, köyü terkedip kendini gurbete atmış. Yıllarca başka diyarlarda gezmiş. Aradan uzun yıllar geçtikten sonra "Artık unutmuşlardır yaptığımı" diye düşünerek köyüne dönmeye karar vermiş.
Tozlu yoldan köyüne doğru yürürken çeşme başında 6-7 yaşlarındaki bir çocuğa rastlamış...
-Sen kimlerdensin, kaç yaşındasın, diye sormuş çocuğa.
Çocuk "Bakkal Ahmet'in oğluyum, imam yellendikten 12 yıl sonra doğmuşum" diye cevap vermiş ona.
Kıssadan Hisse: Toplumsal belleğin zayıflığına güvenip "Nasıl olsa unutulur" diyerek bilinçli veya bilinçsiz yaptığınız hataların bedelini, bir şekilde mutlaka ödersiniz.
Yukarıdaki fıkrayı "Açılımı eleştireyim" derken Dersim'i hatırlatan CHP sözcülerine ithaf ediyorum.

Görevliler

Adam kiliseye girdiğinde papazı cemaatten bir kadınla minberin altında uygunsuz vaziyette yakalamış.
Çok öfkelenmiş.
Papaza tükürmüş, "Utanmaz adam Allah belanı versin" diye bağırmış.
Bunun üzerine yerdeki papaz adama şöyle bir bakmış, -Şu elimdeki işi bir bitireyim. Sonra kilisede tükürmenin ve beddua etmenin bedelini ödeteceğim sana, demiş.
Kıssadan hisse: En haklı olduğunuz durumlarda bile karşınızda konumunu kötüye kullanan bir "görevli" bulabilirsiniz.
Yukarıdaki fıkrayı rejimi korumak bahanesiyle, hukuka ve demokrasiye tecavüz etmeyi alışkanlık haline getiren görevlilere ithaf ediyorum.

Napoleonlar

Bir akıl hastanesinde kendilerinin Napoleon olduğuna inanmış iki tane akıl hastası varmış. Bunlar karşılaştıklarında birbirleri ile ölesiye kavgaya tutuşup, kan revan içinde kalırlarmış.
Sonunda doktorlar da hastabakıcılar da bu durumdan bıkmışlar ve "Ne olacaksa olsun artık" diyerek iki Napoleon'u bir odaya kilitleyip, 24 saat baş başa bırakmışlar.
Ertesi gün kapıyı açıp girmişler odaya.
İki akıl hastası yan yana, üstelik el ele sakin sakin oturuyorlarmış.
Birine sormuşlar "Sen kimsin" diye...
Akıl hastası "Ben Napoleon'um" diye cevap vermiş.
Aynı soruyu ikinci akıl hastasına sorunca o
"Ben de Josephine'im" demiş.
Kıssadan hisse: Bir ülkede iki tane iktidar olmaz.
Bu fıkrayı aynı anda hem muhalefet hem de iktidar olabileceğini zanneden siyasetçilere ithaf ediyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA