Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Saddam'ın yargıçları onu da idama gönderdi...

Bütün uluslararası gözlemciler, Saddam Hüseyin'in idama mahkum edilmesinin, Irak tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı olacağını vurgulamaktalar. Bu gözlemcilerin bazıları, idam kararının Şiilerin yoğun olduğu bölgelerde bayram havası içinde kutlanmasını, Tikrit'te ise Sünnilerin "İntikamını alacağız" diye silahlı gösteriler yapmalarını, bundan sonraki Irak'ı yansıtan tablolar olarak gösteriyorlar.
Oysa "Irak tablosu" içinde siyasi idamlar da, silahlı gösteriler ve ayaklanmalar da alışılmış şeyler. Bunlar Amerikan işgalinden önce de fazlasıyla vardı.
Bir örnek verelim. 1958'de bir darbeyle krallığa son veren ve hanedanın kadınlı erkekli bütün üyeleri ile siyasi kadrolarını öldürten Albay Abdülkerim Kasım da, 1963'teki bir Baas darbesiyle devrilmişti. Yargılanması sonunda idama mahkum edilmiş ve kurşuna dizilmesi televizyonda canlı olarak yayınlanmıştı.
O darbe ertesinde Bağdat'ta Kasım'ı destekledikleri iddia edilen birlerce kişi, evleri basılarak öldürülmüştü. Şimdi kendisi de idama mahkum edilen Saddam, o ekolün mensuplarından olan bir darbeci.
Ama burada farklı olan durum, Saddam'ı yargılayan mahkemenin yapısından kaynaklanıyor olabilir.

MAHKEMELER

Nazi savaş suçlularını, Almanya'yı işgal edenlerin kurdukları mahkeme, Nürnberg'de yargıladı. Aynı durum Japonya savaş suçluları için de söz konusuydu.
Kongo'daki, Uganda'daki ve Sudan'daki iç savaş ve kırımlar ise, 1998'de kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yargı alanına giriyordu.
Eski Yugoslavya'daki insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü tutuklanan Miloşeviç, ise, BM Güvenlik Konseyi'nin özel kararı ile Lahey'de, sadece bu olaya ilişkin oluşturulan özel Savaş Suçları Divanı'nda yargılanmıştı.
Buna karşı Saddam'ı, işgal kuvvetleri yani Amerikalılar ve İngilizler değil, Iraklı yargıçlar yargılayıp, idama mahkum ettiler.
Bir başka deyişle o Iraklılar Saddam'ı deviremediler. Saddam'ın iktidarı döneminde Irak yargıçları mahkemelerini birer infaz organı gibi çalıştırıp, Saddam'dan gelen her emri bir mahkumiyet kararına dönüştürdüler.
Ve sonra da ülkelerini işgal eden yabancı güçlerin devirdiği Saddam'ı idama mahkum ettiler. Zaten Saddam da savunmalarında hep bu noktayı vurguladı ve savcıyı da, yargıçları da işgal kuvvetlerini kölesi olmakla suçladı. Mahkemenin meşru olmadığını söyledi.

YAŞIYOR
MUYDU?
Ama sonuç ortada. Saddam bir ay içinde idam edilecek. Yani Ortadoğu'nun su yerine petrol akan musluklarına egemen olmak isteyenlerden bir testi daha petrol yolunda kırılıyor.
Bu idam Amerika'ya Irak'tan çıkış yolunu herhalde açmayacak.
Irak'ta birbirlerini boğazlayan farklı mezheplerden, farklı ideolojilerden ve farklı etnik gruplardan insanlar, Saddam'ın kaderine bakıp, "Yeter artık, barışalım ve birleşelim" demeyecekler.
Tabii bu arada " Gelişmiş Dünya "nın sivil toplum örgütleri de "İdam cezası "nı kınayacak
Saddam da ölmüş olacak. Ama o daha önce iki oğlu Uday ve Kusay öldürülürken "Manen" ölmemiş miydi zaten?
Veya Saddam öldü de Bush "Siyaseten" yaşıyor mu sanki?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA