Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Hem güzel hem de temiz ve düzenli olunamaz mı?

Bütün çekici görüntülerine karşın, Bodrum da neticede bir Türk kenti. Çözümlenmesi mümkün ama yıllardır çözümsüz duran sorunları, 21'inci yüzyıla da taşıdı Bodrum.
Örneğin Bodrum'u gezerken tepelerde yığılmış çöp dağları görürsünüz.
Bodrum'un belediyeleri topladıkları çöpleri bir yerlere boşaltırlar. Bunlar zaman zaman yakılır. Hem bu yüzden çevre kirlenir, hem de bunlardan sıçrayan kıvılcımlar yangınlara sebep olur.
Bundan 7-8 yıl önce, o zaman Garanti Bankası Genel Müdürü olan Akın Öngör, Yalıkavak'ta yerleştiği için bu soruna çözüm aramıştı. O dönemin Bodrum Kaymakamı ve Bodrum'un belediye başkanları ile bir toplantı yaptı. Çöp sorununa bir çözüm getirdi.
Bir Amerikan şirketi, Bodrum'un katı artıklarını yakıp, bundan enerji üretmek için proje hazırlamıştı. Akın Öngör'ün isteği üzerine hazırlanan bu projenin fizibilite hesaplarına göre, işletmenin getirisi, masraflarını ancak karşılıyordu. Bu kâr değil hizmet amaçlayan çevreci insanların ve Bodrum belediyelerinin ortak olacağı bir anonim şirket yapısı içinde gerçekleşecekti.
Kaymakam ve belediye başkanları projeyi onayladılar. Ancak sonra birileri bu işi yapacak şirketin " Yap-İşlet-Devret " modeli ile yatırım yapması önerisini getirdi. Çöpten enerji, Bodrum gibi yazın büyük, kışın küçük nüfuslu bir yörede kârlı olamayacağı için, hiçbir şirket yapişlete yanaşmadı.
Sonuçta Bodrum'un çöpleri hâlâ tepelerde biriktirilip, açık havada yakılıyor.
Olayı yıllardır, her yaz Bodrum'a geldiğimde üzüntü ile izlerim.
Ve hep aynı şeyi düşünürüm. Türkiye'de her şey, yapıcı, kararlı yöneticilere bağlı.
Şu Bodrum'a, 1960'larda kaymakamken Kuşadası'nı, sonra da valiyken Muğla sahillerini değiştiren rahmetli Özer Türk gibi bir kaymakam gelseydi... Bodrum'un belediye başkanları mesela Bedrettin Dalan gibi, tuttuğunu kopartan yöneticiler olsalardı. Bodrum'un çöp sorunu şimdi çözümlenmiş olurdu.
Geçen gece yine o ürkütücü yoldan geçerek Türkbükü'ne gittim gece karanlığında.
Yazık ve ayıp değil mi bu yolun hâlâ böyle olması? Bodrum'da toprağın rantını belediyeler dahil herkes paylaşıyor ama bir yolu yapacak ne iradeleri, ne de kararlılıkları var.
Örneğin bunun için de çözüm önerisi var:
- Türkiye'de reklama büyük kaynaklar ayıran dev şirketlere, bu yolları reklam karşılığı yaptırın. Beş yıl için Türkbükü'ne giden yollardan biri Turkcell Yolu. Biri Ülker Yolu, biri Arçelik yolu, biri Vestel yolu olsun. Bunlar bu yollarda reklamlarını yapsınlar ve karşılığında yolları da yapsınlar.
Ama belli ki, birileri, Türkbükü'nün kimliğini bozuk ve trafik kazalarına açık yolların temsil ettiğine inanıyor. Birileri de Türkbükü denizlerinin kirli, jet ski canavarlarına açık kalmasını istiyor. Mesela Türkbükü'ne demir atan teknelere koyun ağzına bir bağlama yeri gösterilip, bunlara hizmet verilse. Hem bağlamadan, hem de su, çöp toplama, elektrik gibi hizmetlerden ücret alınsa. Bu şekilde hem koy temiz kalır, hem de belediyeye gelir sağlanır.
Yani Bodrum sade Shipahoy'da elde kadeh, disko müziği ile sallanmaktan ibaret değil. Üzgünüm Reha.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA