Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Yenilgiler, zaferlerden daha ilgi çekicidir..

İngiliz Konsolosluğu'nun (Pera House) açılışında dört konuşmacı vardı. Başkonsolos Barbara Hay, Cornucopia dergisinden Lord John Scott, Büyükelçi Sir Peter Westmacott ve Ekselansları Galler Prensi Charles.
Ben bu konuşmaların, geçen yıl terörist saldırısı sırasında hayatını kaybeden maktul Konsolos Roger Short'un hatırası üzerinde kurulu olacağını sanıyordum. Oysa Short'un adı bir kez, Büyükelçi'nin konuşmasında geçti. O da, Roger Short'un da binanın onarımı için çaba gösterdiği ve ünlü avizelerin satılmaması için verilen ortak mücadelede yer aldığı şeklinde geçti.
Aynı tür bir tören bizde olsa, saldırıda görev başındayken hayatını kaybeden insanlardan "Şehitler" diye söz edilir ve tören onların isimleri üzerinde kurulurdu.
İşte buna galiba "Kültür Farkı" deniliyor. Bizim geleneklerimizde, insanlar yaşarken fazla bir değer ifade etmiyor. Çünkü önemli olan "Devlet" ve "Lider"dir.
Onlarda ise insanlar yaşarken önemseniyor. Ölümden sonra da, devletin ve yaşamın devam ettiği gerçeği ile, hayat yaşayanlar ve kurumların devamlılığı üzerine kuruluyor. Bu açıdan bakıldığında, terörist saldırıda hayatlarını kaybedenler için anma törenleri geçmişte zaten yapılmıştır. Yeni bir bina ile yeni bir döneme geçilirken, bunu ölenlerin isimleri üzerine yerleştirmek, faydacı bir davranış değildir.
Bir başka kültür farkını da, bu hafta Londra'da yer alan "Hafif Süvari Alayı"nın Kırım Savaşı'nda başına gelenlerin 150'nci yıldönümü etkinliklerinde görebiliriz.
İki İngiliz komutanın (Lord Cardigan ve Lord Lucan) rekabetleri sonucu, 670 mevcutlu süvari alayı, çok yanlış bir kararla Rus topçularına karşı hücuma geçirilmiş ve bu saldırıda süvarilerden 200'ü ölmüştü. Kırım savaşı tarihteki ilk medyatik savaştı. O savaşa katılan fotoğrafçı Roger Fenton'un saptadığı görüntüler, kamuoyunu çok etkilemişti.
Savaş sırasında hastalanan Fenton'un yerine geçen fotoğrafçı James Robertson'un ise, daha önce iki yıl (1853-55) İstanbul'da fotoğraflar çektiğini biliyoruz. Bu ilk İstanbul fotoğraflarını, Sedat Hakkı Eldem kitaplaştırmıştı (İstanbul-Boğaziçi Anıları, 1979).
İmparatorluk tarihlerinde bunca büyük zafer bulunan İngilizler, bu küçük sayılacak yenilgiyi, zaferlerinden daha çok hatırlarlar. Tıpkı General Gordon'un Mehdi'ye yenilmesi gibi, Hafif Süvari Alayı'nın yenilgisi de, kitaplara, belgesellere, filmlere konu olur.
BBC'de gördüm. Bu olayın yıldönümü için özel bir sunuş hazırlayan Londra'daki "Ordu Müzesi"nin (National Army Museum) yöneticisi Alastair Masie, "İngilizler zaferleri kadar yenilgilerini de severler" demiş. Felaketle biten Hafif Süvari Alayı saldırısı da, İngilizler için "Muzaffer yenilgiye dönük açlığı tatmin ediyormuş". Bilirsiniz Kırım Savaşı'na Osmanlı İmparatorluğu da, İngiltere ve Fransa'nın yanında katılmıştı. 1856'da Paris Antlaşması ile biten o savaşın Kafkas cephesinde Şeyh Şamil'in kahramanlıklarını veya Florence Nightingale'in, o savaşın hasta ve yaralılarına şimdiki Selimiye Kışlası'nda baktığını hepimiz biliriz.
Bir başka iddia da, o savaş alanında İngiliz süvarilerinden önce Türk askerlerinin öldüğü şeklinde... İngiliz 5'inci Kanalı'nın "Savaş Dedektifleri"nin saptamalarına göre (Bunu daha önce Murat Bardakçı da yazmıştı) 1854'ün 25 Kasım günü Rus topçusunun ateşi altında ilk kalanlar Türk askerleriydi. Rus Ordusu'nun Don Kazakları Bataryası İngilizler'e karşı yoğun bir baskına girişmişlerdi ama hemen önlerinde Türkler vardı.
"Türkler, Rus top ateşine karşı ellerindeki tüfeklerle karşılık verirlerken İngilizler'e haber göndermişlerdi. İngiliz süvariler topçuları susturmak için hücuma geçtiler ama yanlış yere gittiler. Hatalarının farkına varıp geri döndükleri sırada Rus bombardımanı daha da yoğunlaşmış, Türk askerleri çaresiz bir vaziyette kalmış, İngiliz süvariler Rus topçusuna saldırıp susturmuşlar ama bu sırada ateş altında kalan 600 askerimizin tamamı şehit olmuş, İngilizler ise sadece 120 kayıp vermişlerdi."
Neyse.. Böyle şeyleri sadece İngilizler hatırlar.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA