Ne yaşıyoruz biz?
Yok, yok!
Öyle değil...
Faturaların, iş yeri zorbalıklarının, güncel siyasi kavgaların, bitmez tükenmez beklentilerin, uluslararası endişelerin ötesinde...
Daha derinde ama artık çok elle tutulur biçimde bir duyuş ve kavrayış olarak ne yaşıyoruz?
Söyleyeyim...
"Gelecek" krizi yaşadığımız...
Geleceğe olan inanç şimdi global bir krizin içinde...
Merkezinde her zaman olumlu hayaller ve hakikatler taşıyan gelecek fikri şimdi uzak durulacak bir şeye; neredeyse bir tehdite dönmek üzere...
Ömürler uzadı, sağlık dallandı budaklandı, bilgi arttıkça arttı, teknoloji hayat kökten dönüştürmek üzere...
Ama insanın çilesini azaltmadı bütün bunlar.
Şimdi kim geleceğin ufkuna gönül rahatlığıyla ve dik durarak bakabilir?
***
Ne diyorum ben yahu?***
Gelecek, ötede değil üstelik.
Geldi...
Sürekli geliyor.
Manav ayşe kadın fasulyenin fiyatını söyleyince poşeti tezgaha geri döktüğünüz şey geleceğin ta kendisidir...
Durmadan büyüyen borç, geleceksizliğimizdir.
Bunları daha çok konuşmamız gerekiyor.
Ve geleceği kurtarmak için medyatik budalalığı terk etmek gerekiyor.
***
NOT DEFTERİ
Uyuyabildin mi, Blake? Bize tuhaf bir hava getirdin. Dün gece olağanüstü bir fırtına vardı ve hepimiz kuş rüyaları gördük! (J. G. BALLARD / Sınırsız Rüyalar Diyarı)