Gelecek gelmeden önce endişeyi gönderir...
***
Sana değişimin hoşluğunu; geleceğin sürprizlerle dolu olduğunu anlattılar hep...
Oysa şimdi hissediyorsun ki...
"
Gelecek zaman" senin hayallerine dudak büken, bugününü horlayan ve senin dilini konuşmayan bir "
yabancı" sanki...
Ne yapmalıyım, diye soruyorsun...
Her seferinde "sayfalarını atlayarak okuduğun"
KiTAP seni bekliyor; şimdi en baştan ve satır satır okumanın tam zamanıdır.
***
"Yoksa insan başıboş bırakılacağını mı sanıyor." ( Kıyame, 36 )
***
Bir bak kendine!
Sosyal medya mesajlarına bak...
Ne çok gevezelik ediyorsun kendin hakkında...
"Ben şöyle biriyim, böyle olmalıyım" üzerine etiketler, klişeler,
bitmek bilmeyen iddialar...
Bütün o cilalar canını yakıyor aslında, görüyorum.
Ve içimden diyorum ki,
biraz sussa keşke...
Sürekli kendini tanımlama ve kendini hikayelerle sarıp sarmalama çabandan bir an için vazgeçip dursan ve hem kendine, hem de etrafına baksan...
Neden mi?
Ne olup olmadığını görmek için...
İnsan kendini kendinde değil, bir "
BAŞKA"sında tanır çünkü.
***
Biliyorum, biliyorum...
Kendin hakkında konuşmaya ihtiyacın var...
Sen kendini "
doğru" tarif etmezsen, başkaları "
yanlış" bilir diye kaygılar içindesin...
Söyle bana...
Bulduğun çözümde haklı olsaydın bile şu sorudan kaçabilir miydin:
Dinleyen var mı seni?
Seni tanıyan ve tanımaya hevesli olanlar, mesajlarını ciddiye alıyorlar mı?
***
Bak, ne diyeceğim...
Sana bakanları boşver!
Gördüklerinle kendini aldatma!
Seni dinleyenlere odaklan...
Ve sıkılmadan dinlediklerine...
Çünkü...
Kulak, sevgi organımızdır.
***
İşitmeyen birinin gözlerine hitap etmek...
Çarpıcı kıyafetler, görkemli anıtlar...
Büyük jestler...
Şarkı nerede?
Birlikte mırıldanacağınız şarkı...
***
Göz, sadece bugünü görür, tarihi yoktur.
Oysa
kulak geçmişi tanır, geleceği sezer...
***
Göz aldanır ama (eğer ortalık gürültüyle dolmamışsa) kulak ne yapar eder; hakikati kavrar.