Ne umuyorduk ki?
Gündelik hayatımızın her köşesi yeni tip yalanlar ve yalancılarla dolunca...
Cilalı imajlara prim verip gerçekleri umursamamak moda haline gelince...
Siyasetin bütün bunlardan muaf kalacağını mı sanmıştık?
Ben artık hayatımızdaki değerlerle siyaset sahnesindeki gösterilerin ayrı ele alınmasına isyan ediyorum.
***
Aniden sevecenlik gösterisine kapılanların neden aynı hızla öfkelenebildiklerini sorgulamaz olunca...***
Canının istediğini hatırlayan, canının istemediğini unutan yakınlar, kıytırıktan dostlar ve dedikoducu iş arkadaşlarıyla tıka basa dolu hayatımız...
Aynı özelliklere sahip siyasetçinin, belediye başkanının, parti yöneticisinin olmaması mümkün müydü?
Lakin önemli nokta şu...
Canının istediğini hatırlayan, canının istemediğini unutan sıradan tipleri öyle ya da böyle hayatımızdan çıkartmak istiyoruz.
Peki "sıradışı" tiplerin bu türden şüpheli hallerine niye katlanıyoruz?
Nasıl oluyor da göğüslerini gere gere rüzgar yapabiliyorlar?
Bu sorunun cevabı hem mikro, hem de makro düzeyde politiktir.
Tek tek her birimiz için geçerli bir hesaplaşmadır.
Sonra ağlayıp sızlanmak da fayda etmez...
***
SAADET ZİNCİRİ
Ömrü 20-30 yıl denilerek pazarlanan elektrikli otomobillerin, güneş panellerinin ve benzeri aygıtlar erkenden çöpe mi gidecek?
Şimdi bu tartışılıyor.
Çatılar derme çatma güneş panelleriyle dolu...
Otoyollar ağır bataryalarla çalışan otomobiller dolmak üzere...
Global soru şu...
Yoksa bütün bunlar "kullanat" lık şeyler miydi?
Bir süre böyle bir dünyada mı yaşayacağız?
Ve çevreyi düşünerek yapılan yenilikler, çevreye zararlı dev çöplükler üretecek bu gidişle...
Ama ne endüstrinin umurunda, ne de tüketicinin!
Değerli dostum Bülent Korman "Yenisi geldi denince, önceki model cep telefonunu atıp koşa koşa yenisini alanlar için bir tür saadet zinciri bu" diyor.
Haklı...