"Sevgilim, canım mendilim
Mendilim kiraz dolu
Anlatamıyorum galiba
Hüzün değil yaz mutluluğu."

***

Edip Cansever'in "Yaz Mutluluğu" adlı şiirinden yukarıdaki dizeler...
Hani sözü haziran mevsimine verdiği...
Uykusuz bir gecenin ardından, önce manava uğranıp "hemen birkaç domates tartılan" ve içi kiraz dolu bir mendille vapura binilen günü anlatan şiiri...
Bir dakika, buraya nereden geldik?
Önce dolaptan bir kâse kirazımı alayım, anlatacağım.

***

Bu kâsedeki kirazın kilosu 100 lira markette...
Olacak şey değil.
Haziranın ortasında bu fiyatlar insanın dudağını uçuklatıyor, alışamadık. Daha ucuza manavda ve pazarda vardı ama sanki tatsız gibiydi görüntüsü.
Geçen hafta 69 liraya mı almıştım?
Kiraz fiyatlarını gecenin bir vakti Telegram kanalımda konu etmiştim de, laf Edip Cansever'in kirazlarına öyle gelmişti...
Hemen başucumuzdaki şiir kitaplarını açmıştık.
Paha biçilemeyecek değerdeki kirazlar, güzel, leziz kirazlar şiirlerdeydi...

***

Mesela yine Cansever'in "Kaçışına Uğrayan Çiçek" şiirindeki şu dizeler...
"İki tek kiraz ağacı kaldı yalnız
İki tek kiraz ağacı
İlkyazlar ve bütün başlangıçlar bitti
Kiraz ağaçları? Onlar da
Gözlerimin deli kırmızısını yıkamak için
Ağladıkları zaman."

***

İlkyazlar...
Başlangıçlar...
Bütün başlangıçlar güzeldir.
Sonra yaz gelir, iyice ısınır ortalık, sararıp solmaya başlar çok şey.
Gençlerin pek sevdiği bir mecaz var şimdilerde; yükselmek...
Şöyle diyorlar hani: "Başlangıçta çok yükseliyorum, sonraki düşüş fena!"
Başlangıçların coşkusunu "yükselmek"le anlatıyorlar.
İlkyazla yaz arasındaki fark da bu sanırım.
Geldi mi ilkyaz?
Takvime göre geçti gitti bile...
Ama penceremden dışarı bakıyorum; gök gürültüleri, şimşeklerin ardından birden boşalan yağmur...

***

Şairin ilkyazı erikle anlattığı dizeleri de var...
"Ve
Sarı bir tabaktan sarı tahtalara
Sapsarı bir erik olarak
Yuvarlanıyor ilkyaz."

***

Hah, aklıma geldi...
Gülten Akın, mevsimin bu geçişini ne güzel anlatır...
"Susuzdu, suya değdi dudaklarım seni sevdim
Mevsim kirazlardan eriklerden geçti yaza döndü."