Daha doğrusu şu...
Akıl erdirmek istemiyorum.
Uyduruktan "okumuşluk" hâlinin, sosyal imtiyazlılık inancının insanı böyle alçaltabileceğini kabullenemiyorum.
Çünkü seçim de durdurmadı bu tayfayı...
Sosyal medyaya, işyeri sohbetlerine, akrabalar arası "Whatsapp" gruplarına kötülük kusmaya devam ediyorlar.
***
Meğer bütün allı pullu, canım cicimli hâllerinin altında müthiş bir sınıfsal hınç yatıyormuş...***
14 Mayıs'tan sonra depremzedelere saydırdıkları bitmedi...***
Sosyal medyaya şöyle yazanı da gördük...***
Beni Kılıçdaroğlu kalacak mı gidecek mi soruları falan ilgilendirmiyor.
İnsana bakıyorum...
Muhalefetin sosyolojisine bakıyorum...
Kılıçdaroğlu, Akşener, Babacan...
Yarın birden siyaset sahnesinden buhar olabilirler...
İdeolojik hipnozları son seçimde iyice tahkim edilen seçmen tabanlarının hâli ne olacak?
Asıl önemli olan bu...
Bazıları yaz tatiline gider, kurtlarını döker ve belki daha mutedil bir kafayla döner.
Ama 15-16 yaşındaki çocuklara yazık ettiler.
Seçim sonuçlarına bakıp ağlayan bu çocuklar toparlanabilecek mi?
***
NOT DEFTERİ
Alakalarımızın yüz bin şekline isim bulamıyoruz ve "sevmek" deyip çıkıyoruz. Onun için ne kadar suistimale uğruyor bu kelime. (PEYAMİ SAFA/Bir Tereddüdün Romanı)