Güneşli bir sabah...
Baktım, sitenin bütün güzelleri (kediler yani) bahçenin bir köşesinde toplanmış, bir tabağa şaşkın şaşkın bakıyorlar.
Yanlarına gidince anladım ki...
Komşu akşamdan kalan mis gibi ızgara hamsileri onlara getirmiş.
Ama dişilerin yüzünde "ıyyy" nidasını andıran bir ifade ver.
Erkek kediler yavaş yavaş "Olsun ya, yenir bu!" hazırlığındalar.
Güldüm hallerine...
Sonra düşündüm de, normal!
Her köşe başında petshop açılan bir çağın sokak kedileri böyle oluyor.
***
Site bahçesi dedim de...***
Onlara baktıkça 1980'lerdeki kedimi, Rozi'yi hatırlıyorum.***
Şunu söylemek istiyorum.***
Barınaklarmış...
Şuymuş buymuş...
Bir gün oralardaki insana utanç veren manzaraları da anlatırım.
Dün Süleyman Seyfi Öğün "Sokak Hayvanları" yazısını şöyle bitirmişti...
"İnsan, aklı ve vicdânıyla diğer canlılardan mes'uldür. Ama yapıp edip, kurduklarımızla artık kendimizi bu mes'uliyeti taşıyamayacağı bir iklime mahkûm ettiğimiz çok âşikâr...
O garipleri de peşimiz sıra sürükleyerek..."
***
NOT DEFTERİ
Birkaç yıl önce çevremdeki herkesin belli bir yaşı geçtiği aklıma geldi. Artık oldukları kişi olmak istemiyorlar. (DOUGLAS COUPLAND / Hey Nostradamus)