Canım deniz havası çekti, köprüye hiç takılmadım.
Feribotun güneşli güvertesine çıkar, çay içerken yüzümü tatlı tatlı esen rüzgâra çevirir, iyot kokusu alırım diye düşünmüştüm.
Unutmuşum...
Hem çayın tadını mahveden karton bardakları, hem de şu malum deniz salyasını...
***
Gözle görünce başka...
Topçular feribot iskelesindeki manzara basbayağı
Hollywood'un felaket filmlerini andırıyordu.
Sanki
arabalarını alıp felaket bölgesinden kaçanlar gibiydik ama
gemi hareket edince anladık ki, deniz
yüzeyini kaplayan bulanık, yapışkan
görüntülü ve köpüksü halı bir türlü
arkamızda kalmıyordu.
Üzücüydü...
Arabalarından çıkıp patırtıyla güverteye çıkanlar bir anda suskunlaşıvermişti.
Beş altı yaşlarındaki bir oğlan çocuğu, annesine sordu:
"Anne bu denizde balık var mı?" Suskunluk iyice koyulaştı.
Bilirsiniz, her üzüntüde "geri döndürülemez" olanın farkına varmanın payı vardır.
Suskunluk da o yüzdendir; söyleyecek ne kalmıştır ki!
***
Gemi
Darıca'ya doğru yol alırken karşı kıyıya uzun uzun baktım.
Düşündüm de...
Çocukluğumda zeytinyağımızı almaya Kadıköy'den kalkıp Darıca'ya gelirdik.
Babamın bizleri gezdirme tutkusu yüzünden küçücük tosbağa arabamıza binip
Ayvalık'a gitmişliğimiz çoktu; o zaman da bayılırdım o güzel kasabaya. Ara sokaklarında dolaşmaya,
Cunda'da papalina yemeye, Çamlık'ta çay içmeye, Şeytan Sofrası'ndan etrafa bakmaya,
Kozak'tan çam fıstığı almaya bayılırdım.
Ama zeytinyağı için Ege'ye gitmeye gerek yoktu.
Pendik'ten Darıca'ya kadar her yer mis gibi zeytinlikti.
Gel de bugünün çocuklarını buna inandır!
***
Biliyorsunuz, ben
"mutlu çocukluk hatıraları"na pek inanmam.
Yaşını başını aldıktan sonra uydurulur çoğu...
Oysa çocuk küçüktür, güçsüzdür, yetersizdir, toplum içinde "yer"sizdir; nasıl gerçekten mutlu olabilir ki!
Ve olanlar ne talihli çocuklardır!
Ama şundan eminim, çocukluğumda Marmara Denizi mutluydu.
Sonra ekonomimiz gelişti, kalkınmamız büyüdü, hepimize bundan az çok pay düştü ama bedelini
Marmara ödedi.
Mesele salya değil yani...
Mesele bir denizin sırtına 50 yıldır bindirilen yük.
***
Ah! Hafızamı derhal susturmazsam, eskiler iyice üşüşecek Kalamış sahilinin çok uzun zaman önce
"öldürülüşü"nü anlatmaya başlarsam mesela...
İyice üzülürüz.
En iyisi burada kesmek...
Feribot da
Darıca/Eskihisar'a yanaştı zaten.
Yola koyulmak gerek.