Yıllardır "Okullara kolonyalizm/ sömürgecilik tarihi dersi koyun" diye yırtınıyorum.
En geç önümüzdeki dönem, en azından lise düzeyinde bu iş halledilmeli.
Yoksa geç olacak...
Biz Batı'yı ve Batı merkezli tarihin temel dinamiklerini kavrayamadan, Batı "yeni bir tarih" yazmaya başlayacak.
***
"Gelişmiş, zengin ve güçlü olarak gökten zembille inmiş Batı" fikrinin bütün kuşaklara verdiği zararı bin kez test ettik...***
Neden geç olacak, derseniz...***
Zaten (akademik çevrelerde bile) kolonyalizmi sadece fiziksel zulüm ve sömürü gibi algılama yanlışı var ki, nasıl düzeltilecek kestiremiyorum.
Kolonyalizmin her şeyden önce bir zihin/kültür istilası ve kadim toplumları "dönüştürme" mekanizması olduğunu geç kalmadan öğrenmez, öğretemezsek...
Ufukta beliren neo-kolonyalizm ve insan bedeninin sömürgeleştirilmesi gerçeğine karşı durmamız mümkün müdür?
***
SALYA KURULU!
Üç gündür Marmara'daki "deniz salyası" yoğunluğuyla ilgili bilim insanlarının açıklamalarını takip ediyorum.
Durum Kovid-19 tartışmalarına dönmek üzere...
Belli oldu ki, bilim insanları hem biliyor, hem bilmiyor.
Mesela, ben kendi adıma...
Bu salyanın 17. yüzyıldan beri bilindiğini, Adriyatik Denizi'nde de görüldüğünü, Ege'de de karşımıza çıkmasının an meselesi olduğunu öğrendim.
Ama neden bu kadar yoğun?
Ne yapılmalı?
Bu soruları hiç sormayın, her kafadan ayrı ses çıkıyor.
Bir kurul da bunun için kurulacak sanırım.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz