Alem insanlarız vesselam...
Bildiğimiz şeyleri bilmiyormuş gibi yapmakta, şaşılmayacak şeylere şaşırmakta üzerimize yok!
Eski subay CHP vekili Dursun Çiçek bir özel tv yayınında "Millet ittifakı seçim kazanırsa HDP'lilere bakanlık verilebilir" dedi diye hop oturup hop kalkıyoruz.
E ne bekliyordunuz arkadaşlar?
***
Artık şunu bilsek diyorum...***
"HDP'lileri bakan yapacak" kafaya geldiler diye tedirgin olup öfkelenmeyi anlıyorum.
Fakat şunu da hesaba katın!
Misal bu ya...
Kabineye HDP'lileri almasalar ama Canan Kaftancıoğlu'nu, Sezgin Tanrıkulu'nu, Faik Öztrak'ı, Özgür Özel'i, Engin Özkoç'u alsalar ne dersiniz?
Toma'ya tırmanma şampiyonu Mahmut Tanal bakan olsa mesela?
Ehven-i şer sayacak değilsiniz ya!
Bu zatların politika serüvenlerini, sözlerini, eylemlerini bir gözünüzün önünden geçirin bakalım...
Böyle bir kabine tablosu karşısında "Eh, HDPliler yok kabinede, hiç değilse devletin ve milletin bütünlüğüne kastetmediler" deyip rahatlayabilir misiniz?
Cevap belli: Hayır!
O halde Dursun Çiçek'in attığı oltanın çevresinde dolanmanın anlamı yok!
***
BİR ABD POLİTİKASI OLARAK İSRAİL!
ABD'nin Dışişleri Bakanı "Filistinlilerin roket saldırılarının durması konusunda çok net olduk, İsrail'in kendini savunma hakkı konusunda çok net olduk" dedi.
Eh, doğruya doğru!
Dünya da artık şunları kafasına nakşetse iyi olacak...
Bir... "İsrail'in kendini savunma hakkı" diye dillere pelesenk edilmiş tutum aslında bir ABD politikasıdır.
İki... ABD, İsrail'deki hükümetlerle uyuşmazlık yaşayabilir ama İsrail devletiyle uyumunu asla bozmaz.
Üç... İçinde ABD'nin etkin bir güç olarak yer aldığı hiçbir plan "İsrail sorunu" için çözüm niteliği taşıyamaz.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz