CHP'den üç milletvekili, partilerinin "kurucu değerlerden uzaklaştığı"nı iddia ederek istifa etti...
Güncel siyaset açısından bakarsak elbette önemli gelişme.
Fakat kabul edelim ki...
Siyasal sosyolojide bir kıymeti harbiyesi yok!
Nedense birçok muhafazakar bilmek istemiyor ama bilen bilir...
CHP'nin üzerinde "çalışılmış" sosyal tabanı bu istifalar hakkında iki saniye bile durup düşünmedi.
Düşünmez de...
Bu özelliğini kaybedeli yıllar oldu.
Sonucu görüyoruz...
Hemen "saray tezgahı" dediler, dalgalarını geçtiler ve hızla "90'lar ne güzeldi!" tartışmasına aktılar.
Rafta hazır gündemleri var.
"Ajans" da çalışıyor.
Dolayısıyla hiçbir gelişme onları "geliştirmiyor", bu çok net!
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Kılıçdaroğlu'nun birbirini tutmayan ifadeleri, parti sözcülerinin saldırgan açıklamaları ve CHP'nin kaygan politikaları ne zaman gündeme gelse...
***
CHP'deki yozlaşmanın (malum, bu meymenetsiz kavramı pek severler!) kendi seçmeninin gözünde afişe olmasını beklemek bir hayal...***
Somut konuşayım...
Özellikle şu küresel fırtına günlerinde...
Milli meselelerde ortak tutum alabilen bir muhalefetin özlemini çekiyoruz.
Ancak bu olacaksa, seçmenler üzerinden olacak...
Siyaseti partiler değil, "sokaktaki insan" zorlayacak.
İYİ Parti ve Saadet Partisi gibi oluşumların kendisinde değil ama tabanında umut var.
Fakat CHP tabanı şu anki haliyle umutsuz vaka!
NOT DEFTERİ
"Hiç şu sözü duymuş muydun?" diye sordu sonunda Bay Grund. "Beni bir kez kandırırsan sen utanmalısın. Ama beni ikinci kez kandırırsan, utanması gereken benim."
(JOSS SHELDON / Küçük Ses)