"İçimizdeki çocuk" deyimini pek sevmem, biliyorsunuz... Son yıllarda o çocuğu şımartarak yetişkin yanımızı bastırdığımızı ve ortalığı çocuksu tiplerin doldurduğunu çok yazıp çizdim. Ama şimdi o deyimi kullanarak diyeceğim ki, galiba bu yasaklı bayramda içimizdeki çocuktan kalan son kırıntılar da çekip gitti. Fena büyüdük!.. Hani Engin Geçtan "Hayat" kitabında yetişkin işi hayatı "çocukken oynadığımız oyunların büyüyünce izin verilmemesidir, oyunsuzluğumuzdur" diye tarif ediyor ya... Öyle bir şey işte...

***

Dünya Sağlık Örgütü'ne yüklenmekte haklı olsam bile, fazla abarttığımı düşünenler varmış... Böyle düşünenler ya "küreselci odak" ile Çin bağlantısını henüz kavrayamamış ya da DSÖ'nün korona macerasını iyi takip etmemiş. Az bile yazıyorum... Hep bizzat DSÖ başkanının 4 Şubat'ta "Çin'e yönelik seyahat kısıtlamalarının gereksiz korku ve ekonomik yıkıma neden olacağı"nı söylemesindeki basiretsizliği vurguluyoruz. Peki, bu tutumu şubat sonuna kadar örtülü biçimde sürdürdüklerini biliyor musunuz? Yine DSÖ, bugün net biçimde hastalara iyi geldiği kanıtlanan ilaçların kullanılmasına nisan sonuna kadar karşı çıktı. O halde DSÖ yönetimi ne istiyor? Bunu uzun uzun tartışacağız önümüzdeki günlerde. Ama sanırım önce bu yönetim çekip gitse, daha iyi olacak.

***

Sosyal paylaşım sitelerinin özgür dünyası mı? Geçiniz... Palavra. Dünya Sağlık Örgütü'nün "aşı yoksa, çözüm de yok" tezini öne sürdüğü nisan ayı boyunca YouTube bağışıklık sistemini güçlendirecek vitamin ve ilaçların reklamlarına kısıtlama getirdi. Bakalım, DSÖ'nün şimdi "aşısız da olur, virüsle yaşamayı öğreniriz" demeye başladığı şu günlerde ne olacak? YouTube o reklamlara izin verecek mi?

***

Geçen gün İtalya'dan gelen aktüel görüntüler insanları şaşırttı. Milano, Torino, Roma gibi şehirlerde insanlar meydanlarda toplanmışlardı. Açık alanlardaki restoranlar hınca hınç doluydu. Maskeler çenelerin altına indirilmişti, soyal mesafe pek dardı. Düşünün, salgının patlak verdiği ilk aylarda büyük acılar çekmiş İtalya bu... Neden? Çünkü her yer Çin değil. Çünkü bu olay sadece sağlıkçıların kafa yormasının yeteceği türden bir şey değil... Tedbir iyidir, gereklidir. Fakat ötesi var. Sınırlar, kodlar şunlar bunlar bir yere kadar. Çok uzatınca, bu kez de tahterevallinin diğer yanı ağır basmaya başlıyor. Yetkililerin bunları da dikkate alması gerekiyor.