Haberiniz olmuştur...
CHP ile HDP ittifakının örtülü patronu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu geçen gün Barış Pınarı Harekâtı'na dair dedi ki...
"Altı asker şehit oldu, yirmi bir sivil yaşamını yitirdi.
Bu insanlar neden öldü sorusunu sormak istiyorum...
Bugün bu sorunun sorulup yanıtının veriliyor olması lazım." Sovyetik solcular 70'li yıllarda "ileri demokrasi" deyimini çok severdi.
O aşamaya varmışız, kesin.
Batı'nın gelişmiş demokrasilerinde teröre karşı operasyon yaparken böyle laf edecek bir siyasetçi çıkmaz. Çıkarsa da, siyasi kariyeri o anda biter.
Dikkatinizi çekerim...
Kaftancıoğlu marjinal bir partinin lideri falan değil, ana muhalefet partisinin yükselen yıldızı.
***
Şimdi bir an için makro siyaseti, şunu bunu unutun...
Bir fert olarak bakın...
İnsan hangi hal içinde
Canan Kaftancıoğlu gibi konuşabilir ve böyle bir soru sorabilir?
İnsanın içinde "
yer, yurt" hissi varsa,
biraz vatan sevgisi bulunuyorsa ve kırk yıldır ülkesinde hüküm süren terörün kaynakları konusunda azıcık da olsa bilgi sahibiyse...
Bu işin öyle "Savaşa Hayır" lafazanlıklarıyla bir ilgisi olmayacağını, Mehmetçiğin ne için savaşıp şehit düştüğünü bilmez mi?
Hepsini geçtim...
Kaftancıoğlu, PKK terörüne on binlerce insanımızı kurban verdiğimizi bilmiyor olamayacağına göre, derdi nedir, kimden yanadır,
neyin nesidir, diye sormaz mı insan?
***
O halde, muhalefet cephesine oy veren veya destek çıkan sıradan vatandaşlar için "
uyanma" vaktidir.
Pek umutlu değilim ama...
Artık bu
hipnozdan çıkmalılar...
Erdoğan nefreti üzerinden nasıl bir uçuruma doğru sürüklendiklerini şimdi görmüyorlarsa, sonra hiç göremeyecekler.
Durup asıl şunu sormalılar:
Siyasi muhalefet nasıl olup da milletin ve vatanın bütünlüğüne karşı muhalefet haline getirildi?
Merak ediyorum...
Özellikle milliyetçi ve muhafazakâr geçinen muhalifler ne zaman kendilerine "
Benim Kaftancıoğlu gibilerle nasıl bir ortak yanım olabilir? Ne yapıyorum ben?" diye soracaklar?